• Adalet Komisyonu Raporu

     “Tasarının 893 üncü maddesinin (3) numaralı bendinde geçen ‘yüklenici’ kelimesinin başına açıklık getirmek üzere ‘alt’ kelimesi ilave edilmiştir.”



  • “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     “Madde 893 - Yürürlükteki kanunun 807 nci maddesini karşılamaktadır.

    Maddeyle tescile tâbi olan kanunî ipotek hakları belirtilmektedir. Madde 1984 tarihli Öntasarının 811 inci maddesinden alınmıştır. 1 inci bentte yürürlükteki metindeki ‘semen’ sözcüğü yerine ‘satışdan doğan alacak’ ve 2 nci bentte de, eski metindeki ifade yerine diğer maddelerle terim birliğini sağlamak için ‘elbirliği ortaklığına iren taşınmazlarda paylaşımdan doğan alacaklar için...’ ifadesi ko-nulmuştur. 3 üncü bentte ‘müteahhit’ sözcüğü yerine ‘yüklenici’, ‘işçi’ yerine de bilinçli olarak kaynak Kanunda olduğu gibi ‘zanaatkarlar’ (Handwerker, les artisan) kelimesi kullanılmıştır. Bununla ipotek isteyebilecek kişilerin, işçiler gibi hizmet akti ile değil, eğer sözleşmesi ile çalışan kişiler olması gerektiği anlatılmak istenilmiştir.”



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 811 - Madde, yürürlükteki kanunun 807. madde-sini karşılamaktadır. Tescil ile doğan kanuni ipotek hâllerini belirleyen maddede yürürlükteki metnin birinci fıkrasının 1. bendinde “semen” deyimi yerine “satıştan doğan alacak” 2. bendinde “taksimden münbais alacaklar için” ibaresi yerine tasarının diğer ilgili hükümlerine uygun olarak “elbirliği ortaklığına giren taşınmazlarda paylaşmadan doğan alacaklar için” ibareleri konulmuştur. 3. bendde, müteahhitler gibi kanunî ipotek hakkına sahip olanarın “işçiler” değil “zanaatkarlar” (Handwerker, les artisans) olduğu, doktrin ve kaynak İsviçre Medeni Kanununun 837. maddesi dikkate alınarak belirlenmiştir. Esasen işçilerin ücretleri kısa sürelerde muaccel olur ve İcra ve İflâs Kanununa göre de imtiyazlıdır. Burada korunanlar ise istisna akdi ile çalışan kimselerdir.’:

     

    “II. Tescile tâbi Kanunî ipotekler

    1. Haller

    Madde 311 - Aşağıdaki alacaklılar bir kanunî ipotek hakkının tescilini talep edebilirler:

    1. Satıştan doğan alacağı için satılan taşınmaz üzerinde satıcı,

    2. Elbirliği ortaklığına giren taşınmazlarda paylaşma-dan doğan alacakları için, birlikte mirasçı olanlar veya diğer elbirliği ortakları,

    3. Bir yapının yapılmasında malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya müteahitten alacaklı olan müteahhit veya zanaatkârlar.

    Alacaklıların, bu kanunî ipotek hakkından önceden feragat etmeleri geçerli değildir.”


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: Aşağıda (hüküm değişikliği) kısmında gösterilen gerekçe ile yeniden kaleme alınan bu maddede terimler yukarıki maddelere uygun duruma getirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği, söz konusu değildir.

    3) Hüküm değişikliği: Türk Medeni Kanunu hazırlanır-ken İsviçre Medeni Kanunun 836 ncı maddesi bizim kanuna alınmamıştır. Oysa bu madde kanuni ipotek haklarından, tescilsiz olarak geçerli olan ipoteklere ilişkin genel prensibi koymaktadır. Şöyleki;

    1) Kamu hukundan, özellikle Maden Kanunu, Petrol Ka-nunu ve benzeri gibi çeşitli kamu yasalarından doğan kanuni ipotek haklarının geçerli olması için, bu yasalarda tersine kural bulunmadıkça, tapu kütüğüne tescil şart değildir. Türk Medeni Kanununda böyle bir kuralın yer alması gerekirdi.

    2) Taşınmaz maliklerini bağlayan öteki bir takım ilişki-lerden de kanuni rehin hakları doğabilir. Bunlardan sadece birkaçına işaret etmiş olmak için, Medeni Kanunumuzun 780 inci maddesindeki kuralı, yani bu maddenin son cümlesi hükmünü; taşınmaz rehninin, bütünleyici parçaları eklentileri ve kiraları da kapsadığına ilişkin 777, 778 inci maddeleri; giderler için teminata ilişkin 791 inci maddeyi zikretmek kâfidir. Böylece bu maddelerin dağınık ve ayrı ayrı olaylara özgü, tescilsiz ka-nuni rehin haklarının genel prensibini, İsviçre Medeni Ka-nununun bize aktarılmamış bulunan 836 ncı maddesinde bulmaktayız. Bu nedenle 836 ıncı maddenin Medeni Kanunumuza alınması zorunlu görünmüş ve bu sebeple 807 inci madde ye-niden kaleme alınarak kanuna eklenmiş ve şimdiki 807 inci maddeye ise 807/A numarası verilmiştir. Böylece kanuni ipotek hakkı bu öntasarıda açıklığa kavuşturulmuş, başka bir deyimle, kanuni ipoteğin tescilsiz olarak meydana gelen nevilerine ilişkin genel prensip, Medeni Kanunda kendi yerine oturtularak bugün mevcut olan boşluk doldurulmuştur.’:

     

    “D. Kanuni ipotek

    I. Tescilsiz olarak

    Madde 807 - Tersine kural olmadıkça, kamu hukukundan veya taşınmazın maliklerini bağlayan başka ilişkilerden doan kanuni ipotek haklarının geçerli olması, tapu kütüğüne tescil edilmelerine bağlı değildir.”

    *

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uygun duruma getirilmiş, ifade sadeleştirilmiş, bugünkü metni açıklamak için bazı ifade düzeltmeleri yapılmış, özellikle (işçi) kelimesi yerinet (zanaatkâr) deyimi konulmuştur; zira burada kanuni ipotek hakkına sahip olmaları Medeni Kanunca kabul edilen kimseler sadece, zanaatkâr, yani usta, kalfa ve taşaron gibi taşınmaz malikine veya yükleniciye (müteahhide) bir yapıt sözleşmesi (istisna akdi) ile az çok sürekli bir biçimde hiç değilse kendi paylarına düşen yapı kısmının bitimine değin, sözleşmeye bağlı olarak kalan zanaatkârlar olup, bunların yanında veya yapı malikinin emrinde, belirli bir yapı kısmıyla ilgili olmaksızın ve bir taahhüdü bulunmaksızın, sadece hamal ve rençber gibi çalışan ırgat ve işçiler değildir. İsviçre müelliflerinden P. Tuor (Das Schweizerioche Zivilgesetzbuch) adlı kitabında bu noktayı açıkça belirtmektedir. Esasen Almanca metnindeki (Handwer-ker) ve Fransızca metnindeki (artisan) ve İtalyanca metnindeki (artigiani) kelimeleri, bildiğimiz ırgat ve işçiyi değil, Türkçede (zanaatkâr) denilen sanat erbabını ifade etmektedir. Şunu da eklemek gerekir ki alelâde ırgat ve işçiler gündeliklerini, belirli olan kısa ödeme günlerinde alırlar ve işlerini her an bırakmak imkanına sahiptirler. Bir iki gün çalışıp ayrılan her işçinin alacağı için tapuya bir kanuni ipotek hakkı düşürülmek gerekirse, uygulamada büyük güçlükler doğardı. Bundan başka İcra ve İflâs Kanunun, yalın ve rehinli alacaklıların sırasını saptayan 206 ıncı maddesi, gündelik veya parça üzerine çalışan fabrika işçileriyle öteki işçilerin ücret alacaklarını, borçlunun iflâsı ha-linde, birinci sıraya sokmak suretiyle onları zaten korumuş bulunmaktadır. Böylece bir yapıda - belirli bir işin - kısmen veya toplu olarak çalışan gündelikçi işçilerin ücret alacakları için, o taşınmaz üzerinde bir kanuni ipotek kurulmasını istemeye hakları yoktur; onlar İcra ve İflâs Kanunundaki öncelikten yararlanırlar.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği, yoktur.’:

     

    “II. Tescilli olarak

    1. Sebepleri

    Madde 807/A - Aşağıdaki alacaklar için tapu kütüğüne bir kanuni ipotek tescili istenebilir:

    1) Satılan bir taşınmazın satış parasının sağlanması için o taşınmaz üzerinde;

    2) Ortak bir taşınmazın paylaşımı sonunda mirasçıların veya paydaşların alacaklarını sağlamak için o taşınmaz üzerin-de;

    3) Bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya başka yapımlarda gereç vererek veya vermeksizin çalışan zanaatkâr veya yüklenicilerin (müteahhitlerin) taşınmazın malikinden veya yük- leniciden olan alacakları için o taşınmaz üzerinde.

    Yukarıda yazılı kanuni ipotek haklarından, hak sahiple-rinin önceden vazgeçmesi, geçersizdir.”