• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 578 - Yürürlükteki kanunun 520 nci maddesini karşılamaktadır.

    Maddede, mirasbırakana ya da onun ölüme bağlı tasarruflarına yönelik ağır davranışlarda bulunanların mirasçı olmaya ya da ölüme bağlı herhangi bir hak edinmeye ehil olmadığı, dolayısıyla mirastan ve ölüme bağlı diğer haklardan yoksun kalacakları düzenlenmiştir. Mirasbırakana ve onun ölüme bağlı tasarruf-larına yönelik davranışlardan hangilerinin mirastan yoksun kalmayı gerektirdiği maddede sayılmıştır.

    Madde kenar başlığı ile birlikte arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. Hüküm değişikliği yoktur.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 502 - Madde, yürürlükteki kanunun 520. maddesini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur.’:

     

    «2. Mahrumiyet

    a. Sebebleri

    Madde 502 - Aşağıdaki kimseler, kanunî mirasçı olamayacakları gibi ölüme bağlı tasarruf sonucu da herhangi bir hak iktisap edemezler:

    1. Mirasbırakanı kasden ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler,

    2. Mirasbırakanı kasden ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamıyacak duruma getirenler,

    3. Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini, aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlayanlar ve engelleyenler,

    4. Mirasbırakanın artık yeniden yapamıyacağı bir durumda ve zamada ölüme bağlı bir tasarrufu, kasten ve hukuku aykırı olarak ortada kaldıranlar veya bozanlar,

    Af ile mahruyimet kalmaz.


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: 520 nci maddenin yürürlükte bulunan metninin kenar başlığı «mahrumiyet - sebepleri» dir. Oysa 520 ve 521.maddeler mirasçılıktan yasa gereğince yoksun olma durumunu düzenlemekte, bunlardan 520 nci madde bu yoksunluğun sebeplerini, 521 inci madde ise yoksunluğun altsoya olan etkisini göstermektedir. Bu nedenle 520 nci maddenin kenar başlığı, aslına uygun olarak düzeltilmiş, birinci kenar başlığa «mirasçılıkta yasa gereğince yoksunluk» ikinci kenar başlığa ise «sebepleri» denilmiştir. Gerçi İsviçre Medenî Kanununun bu maddeyi karşılayan 540 ıncı maddesinin kenar başlığı «mirasçılığa lâyık olmak» (Erbunwürdigkeit, indignite, indengnita) dır. Ancak «mirasçılığa liyakatsizlik» deyimi, kavramı belirtme bakımından yeterli değildir. Yürürlükteki metinde bulunan «mah- rumiyet» terimi ise, sanki mirasbırakan tarafından mirasçının miras hakkından mahrum bırakılması gibi bir anlam taşımaktadır. Bu sebeple kenar başlık «mirasçılıktan yasa gereğince yoksunluk» olarak değiştirilmiştir. Böylece «mirasçılıktan çı-karma» (mirastan iskat) müessesesi ile «mirasçılıktan yasa ge-reğince yoksunluk» (mirastan mahrumiyet) müesseseleri birbirinden açıkça ayrılmış olmaktadır. Birincisinde «mirasçılıktan çıkarma» terimi ile mirasbırakanın bu konudaki tasarrufu; ikincisinde ise «mirasçılıktan yasa gereğince yoksunluk» deyimi ile doğruda doğruya kanun icabı olarak mirastan yoksun kalma durumu açık ve seçik olarak görülmektedir.

    520 nci maddenin yürürlükteki metninin birinci cümlesinde, kanunî mirasçılık ile atanmış (mansup) mirasçılık, açık-ça belirlenmeksizin zikrolunmuştur. Oysa İsviçre metninde, hangi türden olursa olsun bütün mirasçıların, yasa gereğince yoksunluk sebeplerinden biri bulunması durumunda, mirasçılık sıfatını kaybedecekleri ve ölüme bağlı tasarrufla da herhangi bir şey iktisap edemiyecekleri daha iyi belirtilmiş olduğundan, bu ön tasarıda dahi aynı ifade tarzı kullanılmış ve cümlenin en sonuna, yoksunluğun kanun icabı olduğu belirtilmek için «.... yasa gereğince yoksundurlar» denilmiştir.

    Yürürlükteki metinde 520 nci maddenin (1) numaralı bendindeki «müteveffayı öldüren» (2) numaralı bendindeki «mü- tevefayı ölüme bağlı bir tasarrufta bulunamıyacak hale getiren», deyimleri garip kaçmaktadır. «Müteveffa» Türkçe’de «ölmüş», «vefat etmiş» demektir. Ölmüş bir kimseyi öldürmek veya ölüme bağlı tasarruf yapamıyacak duruma getirmek söz konusu olamaz. Bundan başka her iki bentte ve ayrıca (4) numaralı bentte kullanılan «haksız yere» terimi de «hiçbir hak ve yetki olmadığı halde» anlamına gelmektedir. Oysa maksat süpjektif bir hakkın veya yetkinin var olup olmaması değil, objektif olarak bir yasa kuralına aykırı hareket edilmesidir. Bütün bu sebeplerle, bu maddedeki bütün «müteveffa» kelimeleri yerine, miras huku-kunda teknik terim olarak kabul edilmiş olup doktrinde kullanılmakta bulunan «mirasbırakan» terimi kabul edilmiştir. Bu maddenin (3) numaralı bendinde, «hile, tehdit, cebir» terimleri yerine, evvelce olduğu gibi «aldatma, korkutma, zorlama» terimleri yerleştirilmiştir. Ayrıca bugünkü metinde «...... tasarrufu feshetmeye» denilerek müphem bir ifade kullanılmış, ayrıca «tasarrufta bulunmaktan alıkoyma», «tasarrufa engel olma» durumları açık olarak belirtilmemiştir; zira bu bendin sonunda «.... bu hususta mani olanlar» deyiminden, sanki sadece tasarrufu feshetmek hususunda mani olanlar anlamı çıkmaktadır. Bütün bu sebeplerle bu üçüncü bend, Almanca aslına uygun olarak düzeltilmiştir. (4) numaralı bentteki «izliyenler» sözü, Fransızca metnin yanlış olan ifadesinde yapılan tercüme dolayısiyle kanunumuza geçmiştir. Bu metin Almanca aslına uygun olarak düzeltilmiş, «gizliyenler» yerine «yok edenler veya bozanlar» denilmiştir. «Yok etme» kavramı içine hem «imha etmek» hem de «ortadan kaldırmak, gizlemek» kavramları da girmektedir.

    Bu maddenin son fıkrasıdaki «Af ile mahrumiyet kalmaz» cümlesi yerine, daha açık olarak: «mirastan yasa gereğince yoksunluk, mirasbırakanın affı ile ortadan kalkar» cümlesi ko-nulmuştur; zira yürürlükteki metinden, sanki ceza bakımından kabul edilecek özel veya genel bir af kanunu ile mirastan mahrumiyetin ortadan kalkabileceği gibi bir anlam çıkabilir. Oysa öyle bir kanun sadece cezayı ortadan kaldırır; söz konusu af ise, cezanın af edilmesi değil, mirasbırakanın, bu davranışlarda bulunan kimseyi affetmesidir. Şu halde o kimse ceza kanununa göre mahkûm edilmiş olsa bile, mirasbırakan sağlığında veya ölüme bağlı bir tasarrufla onu affederse, yasa gereğince mirastan yoksunluk söz konusu olmaz.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği: Yürürlükteki 520 nci maddenin (2) numaralı bendinde; ölüme bağlı bir tasarruf yapmağa iktidarsız hale koymada, bu güçsüzlüğün sürekli olması yazılmamıştır. Ölüme bağlı bir tasarruf yapmak isteyen bir kimseye fazlaca alkol vermek suretiyle o gün ve saat için bir tasarruf yapmasına engel olmak, bugün yürürlükte olan metne göre «mirastan yoksunluk sebebi» olmak gerekecektir ki, bu adaletsiz bir neti-cedir. İsviçre metnindeki «sürekli surette» kelimelerinin bu ikinci bende alınmamış olması önemli bir eksikliktir; bu sebeple bu bent bu kelimelerle tamamlanmıştır. Bununla birlikte bu-radaki «süreklilik», «ebedilik» değildir. Bir kaç gün veya bir kaç hafta süresince ölüme bağlı bir tasarruf yapmağa engel olunmuş ve sonra bu tasarrufun yapılmasına imkân kalmamışsa «süreklilik» unsurunun yine mevcut olduğunu kabul etmek gerekir. Bundan başka (1) numaralı bentteki «öldürmeye teşebbüs» tabiidir ki, ceza hukuku bakımından, ister tam, ister nakıs olsun, bütün öldürme teşebbüslerini kapsamaktadır; «teşebbüs» veya «kalkışma» sözlerinden bunu böyle anlamak gerekir.’:

     

    «2. Mirasçılıktan yasa gereğince yoksunluk

    a) Sebepleri

    Madde 520 - Aşağıdaki kimseler kanunî veya atanmış mirasçı veya belli mal vasiyetlisi olmaktan, yasa gereğince, yok- sundurlar:

    1- Mirasbırakanı kasıtla ve yasaya aykırı olarak öldüren veya öldürmeğe kalkışanlar;

    2- Mirasbırakanı ölüme bağlı bir tasarrufta bulunma hususunda kasıtla ve yasaya aykırı olarak sürekli surette güçsüz bir duruma koyanlar;

    3- Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasına veya böyle bir tasarruftan caymasına, aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sebep veya engel olanlar;

    4- Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufunu, yeniden yapamıyacak olduğu bir durumda, kasıtla ve yasaya aykırı olarak yokedenler veya bozanlar;

    Mirastan yasa gereğince yoksunluk, mirasbırakanın affı ile ortadan kalkar