• 4949 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi

     «Malvarlığının terki suretiyle konkordato, hukukumuzda ayrı bir konkordato çeşidi olarak düzenlenmiş değildir. Keza kaynak İsviçre'de, 1949 yılına kadar, malvarlığının terki suretiyle konkordato kanunla düzenlenmiş değildi; ancak, doktrin ve içtihatlar, konkordato ve iflâs hakkındaki kanun hükümlerini kıyasen uygulayarak, malvarlığının terki suretiyle konkordatonun caiz olduğu sonucuna varmıştı. Nihayet 28.9.1949 tarihli Kanunla, İsviçre İcra ve İflâs Kanununa bu konuda açık hükümler konulmuş; bu hükümler 1.1.1997 tarihinde yürürlüğe giren bir kanunla kısmen tadil edilerek geliştirilmiştir. Malvarlığının terki suretiyle konkordatoda, borçlu, konkordato talebi ile alacaklılarına muayyen bir miktar para ödemeyi teklif etmez; bilakis malvarlığını alacaklılarına terkederek bu malvarlığının alacaklılar tarafından tasfiye edilmesini teklif eder. Konkordato teklif alacaklılarca kabul edilip konkordato mahkemece tasdik edilince, borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf hakkı sona erer. Bundan sonra, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi alacaklılara geçer. Alacaklılar, bu tasarruf yetkisini seçecekleri tasfiye memurları vasıtası ile kullanırlar. Tasfiye memurları, borçlunun mallarını iflâs tasfiyesine benzer bir şekilde tasfiye eder ve elde edilen parayı alacaklılara dağıtırlar. Malvarlığının terki suretiyle konkordatonun bir diğer şekli de; borçlunun malvarlığının tamamını veya bir kısmını, alacaklılara genellikle belli bir vadeye yayılan taksitler halinde ödeme yapılması mukabilinde bir üçüncü kişiye devretmesidir. Fakat, malvarlığının alacaklılara terki ile üçüncü kişiye devri arasında, durumun özelliklerine göre yürürlüğe sokulabilecek çeşitli seçenekler mevcuttur; örneğin borçlunun malvarlığının kurulacak bir şirkete devredilerek alacaklılara bu şirketin hisselerinin verilmesi gibi. İflâsın ağır işleyen prosedüründen alacaklıları kurtardığı için malvarlığının terki suretiyle konkordato alacaklıların lehinedir. Bu tasfiye yöntemi borçluyu iflâs etmekten ve dolayısıyla müflis olmaktan kurtardığı için borçlunun da lehinedir. Ancak, gerek tetkik merciinin ve gerekse ticaret mahkemesinin, borçlunun gerçekten himayeye layık olup olmadığını esaslı bir şekilde inceleyerek bu tasfiye yönteminin her borçlu için iflâsı önleyici bir araç haline gelmemesine dikkat etmeleri gerekmektedir. Malvarlığının terki suretiyle konkordato, borçlu, özellikle, tasfiyesi uzun zaman isteyen ve paraya çevrilmesi zor olan mallara sahip ise tercih edilecek bir tasfiye şeklidir. Malvarlığının terki suretiyle konkordatoda tasfiye tamamen alacaklılara ve onların seçeceği ehil konkordato tasfiye memurlarına bırakılmış olacağından, alacaklılar borçlunun mevudunu en uygun şartlarla paraya çevirip alacaklarını mümkün olduğu kadar yüksek bir oranda tahsil edebilmek için gayret göstereceklerdir. Oysa, bilindiği üzere, iflâsın tasfiyesinde iflâs alacaklıları tasfiyeye yabancılaşmakta, onun için müflisin malları çok kere düşük fiyatla satılmakta ve bundan hem alacaklılar hem de müflis zarar görmektedir. İşte bu nedenlerle ve İsviçre'de genellikle olumlu sonuçlar verdiği düşünülen uygulanması da gözönüne alınarak, mevcudun terki suretiyle konkordatonun İcra ve İflâs Kanununa alınması kabul edilmiştir. Buna ilişkin hükümler esas itibarıyla tasfiye ile ilgili hükümler olup iflâstaki hükümlerle parelellelik arz etmektedir. Konkordato talebinden konkordatonun tasdikine kadarki safhada, kural olarak ve malvarlığının terki suretiyle konkordatoya ilişkin hükümlerle ve bu kurumun temelindeki düşünce ile çelişmediği ölçüde, adi konkordato hakkındaki hükümler uygulanacaktır. Fakat, belirtmek gerekir ki, malvarlığının terki suretiyle konkordato, ismine rağmen, adi konkordatodan ziyade iflâsa yaklaşmaktadır. Çünkü kurumun temelindeki düşünce, borçlunun mali durumunu düzeltmek değil, onun mevcudunu en avantajlı şekilde paraya çevirerek alacaklıların alacaklarına kavuşmalarını sağlamaktır. Böyle olmakla birlikte, malvarlığının terki suretiyle konkordato ile adi konkordatonun bir araya gelmesi de mümkündür. Özellikle borçlunun belli bir asgari ödeme yapmayı teklif edip aynı zamanda malvarlığının bir kısmını alacaklılarına terk etmesinde durum böyledir. Malvarlığının terki suretiyle konkordato bazı bakımlardan iflâsa benzemekle birlikte, iki temel noktada ondan ayrılmaktadır. Bir kere, malvarlığının terki suretiyle konkordato prosedürü, içerdiği özel ve akdi unsur nedeniyle, iflâs prosedürüne göre daha esnektir. Sonra, mevcudunu alacaklılarına terk eden borçlu, mevcudu iflâs prosedürü çerçevesinde tasfiye edilen borçlunun aksine, kural olarak borçlarından kurtulmaktadır.»



  • Adalet Komisyonu Raporu

     «Tasarının çerçeve 85 inci maddesi ile 2004 sayılı Kanuna 309 uncu maddeden sonra eklenmesi öngörülen maddeler Türk Alfabesindeki sıraya uygun olarak değiştirilmiştir.»



  • 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Yer Alan Gerekçe

    Maddeyle, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda, konkordato tasfiye memurlarının seçimine ilişkin kararın asliye ticaret mahkemesince onaylanacağı vurgulanmaktadır.