• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 329 - Yürürlükteki Kanunda bu maddeyi karşılayan bir hüküm yoktur. Madde, günümüz diline uygun olarak bazı değişiklikler yapılmak suretiyle 1984 tarihli Öntasarısının 249 uncu maddesinden alınmıştır.

    Birinci ve ikinci fıkralarda, uygulamadaki duraksamaları da gidermek üze-re, küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı doğrudan doğruya kendi adına nafaka davası açabileceği düzenlenmiş ve ayırtım gücüne sahip olmayan küçük için, gereken hâllerde ana ve babaya karşı nafaka davasının kayyım ya da varsa vasi tarafından açabileceği belirtilmiştir.

    Üçüncü fıkrada ise, ayırtım gücüne sahip küçüğün de herhangi bir izne tâbi olmadan tek başına nafaka davası açabileceği hükme bağlanmaktadır. Çünkü ayırtım gücüne sahip küçüğün nafaka istemesi kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanılması niteliğindedir ve küçük için önemli bir malîkülfete de yol açmaz.»



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 249 - Yürürlükteki Kanunda bu maddeyi karşı-layan bir hüküm yoktur. Uygulamadaki tereddütleri de gidermek üzere küçüğe fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı doğrudan doğruya kendi adına nafaka dâvası açabileceği bu maddede düzenlenmiştir. Ayırım gücüne sahip olmayan küçük için, gereken hallerde ana ve babaya karşı nafaka dâvasının bir kayyım ya da varsa vasi tarafından açılabileceği de belirtilmiştir.

    Ayırım gücüne sahip olan küçüğün nafaka istemesi şahsa sıkı surette bağlı bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğu ve kendisi için önemli bir mali külfete de yol açmayacağı için o da her hangi bir izne tâbi olmadan bu dâvayı açabilecektir.’:

     

    «III. Dâva hakkı

    Madde 249 - Küçüğe fiilen bakan ana veya baba diğerine karşı çocuk adına nafaka dâvası açabilir.

    Ayırım gücüne sahip olmayan küçük için gereken hallerde nafaka dâvası, tayin edilecek kayyım veya vasi tarafından da açılabilir.

    Ayırım gücüne sahip olan küçük de nafaka dâvası aça-bilir.»