• 6100 sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi

    Maddenin birinci fıkrasında, hakem kararına karşı ancak yetkili mahkemede iptal davası açılabileceği hüküm altına alınmıştır.

    İkinci fıkrada, tahkimin amacı, niteliği, tarihsel gelişimi gereği ve tahkimde sürati temin etmek için, hakem kararlarının iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Şu husus ifade edilmelidir ki, hakem veya hakem kurulunun, hukuku doğru uygulayıp uygulamadığı meselesi bir iptal sebebi değildir. Tahkim, sözleşmesel bir kurumdur. Yukarıda belirtilen riskin var olduğunu düşünen taraf öncelikle tahkim yolunu seçmez. Ayrıca, tahkimde hakem veya hakemlerin seçilmesi usulü, taraf serbestisine bırakılmıştır. Uyuşmazlık konusunda, uzman kişilerin hakem seçilmesi suretiyle var olduğu düşünülen riskin de ortadan kaldırılması imkânı taraflara tanınmıştır.

    Üçüncü fıkrada, tahkim sözleşmesi kapsamına giren konularda, verilmiş olan geçerli bir hakem kararının korunması amaçlanmıştır.

    Tahkim kurumunu teşvik amacı ile getirilen önemli yeniliklerden birisi de hakem kararlarının verildiği anda icra edilebilir hâle getirilmiş olmasıdır. Bu şekilde tahkimin, süratli bir şekilde gerçekleştirilmesi imkânı yaratılmış olmaktadır. Yetkili mahkemenin, itiraz eden tarafın iptale ilişkin iddiasını ciddi görürse, talep üzerine, hükm olunan para veya eşyanın değerini karşılayacak bir teminat gösterilmek şartı ile kararın icrasını durdurabileceği dördüncü fıkrada düzenlenmiştir.

    Beşinci fıkrada, iptal başvurusunun süratle karara bağlanması amaçlanmıştır.

    Altıncı fıkrada, temyiz incelemesinin iptal sebepleri ile sınırlı olması prensibi kesin bir şekilde belirtilerek, Yargıtaydaki incelemenin, iptal sebeplerini genişletici bir şekilde yapılmasının önüne geçilmek istenilmiştir. Tahkim kurumuna sürat kazandırmak ve bu suretle kurumun teşviki için, temyiz aşamasında kararın icrasının durdurulmasının önüne geçilmiştir. Hakem kararına ilişkin olarak yetkili ilk derece mahkemesi de bir iptal sebebi görmemiş ise artık temyiz aşamasında karar icra edilmelidir.

    Yedinci fıkraya göre, bir iptal sebebinin varlığını taraflar kabul ediyor ise veya bu fıkrada belirtilen sebeplere dayanılarak iptal kararı verilmiş ise tarafların uyuşmazlıklarını tahkim yolu ile çözme iradesi üstün tutulmuş ve ilgili uyuşmazlık veya uyuşmazlıklarının yeniden tahkim yolu ile çözülmesi gereği kabul edilmiştir.


  • Adalet Komisyonu Değişiklik Gerekçesi

    Tasarının 443 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (ğ) bendinde, kamu düzenine aykırı hakem kararlarının iptal edilebileceği düzenlemesine yer verilmiş, yedinci fıkrada ise sayılan bentlerdeki durumlarda tarafların iptal davası kabul edilse dahi tahkim sözleşmesinin devamını sağlayabilecekleri belirtilmiştir. Bu nedenle, yedinci fıkrasından (ğ) bendi çıkarılmış ve madde teselsül nedeniyle 445 inci madde olarak kabul edilmiştir.


  • 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Yer Alan Gerekçe

    Maddeyle, tahkim yargılaması sona erip hakem veya hakem kurulu tarafından verilen nihai karar aleyhine açılan iptal davasını düzenleyen 439 uncu maddede değişiklik yapılmaktadır. Birinci ve beşinci fıkralarda yapılan değişiklik, tasarıyla 410 uncu maddede yapılan değişikliğin zorunlu sonucudur. 410 uncu madde değişikliğinin gerekçesinde de değinildiği gibi tahkim yargılaması devam ederken mahkeme kararına ihtiyaç duyulan hallerde bu yardım, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi tarafından yapılacaktır. Yapılan değişiklikle tahkim yargılaması sonunda verilen nihai kararlar aleyhine açılacak iptal davasında görevli mahkeme bölge adliye mahkemesi olarak belirlenmektedir.

    410 uncu maddenin mevcut halinde tahkim yargılamasında mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli mahkeme, tahkim yeri bölge adliye mahkemesidir. 439 uncu maddenin mevcut halinde iptal davası, tahkim yerindeki mahkemede açılacaktır. 5235 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (4) numaralı bendi uyarınca tahkim yargılaması sonunda verilen nihai kararlar aleyhine açılacak iptal davası asliye ticaret mahkemesinde görülecektir. 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 3 üncü ve 15 inci maddeleri uyarınca hem tahkim yargılaması sırasında ihtiyaç duyulan hallerde hem de tahkim yargılaması sona erip nihai karar verildikten sonra açılacak iptal davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Anılan hükümler sebebiyle tahkim yargılaması sürecinde ve nihai karar verildikten sonraki aşamada görevli mahkeme konusunda tereddüt oluşmuştur. Bu düzenleme bir yandan tahkim yargılaması sırasında ve yargılama tamamlanıp nihai karar verildikten sonraki aşamada görevli mahkemenin açık, kolay ve yeknesak bir şekilde belirlenmesi amacına hizmet edecek diğer yandan hak arayanlar bakımından etkin bir hukuki korumayı tesis edecektir.

    Maddenin ikinci fıkrasında iptal sebepleri tahdidi olarak sayılmıştır. İkinci fıkranın (c) bendinde kararın tahkim süresi içinde verilmemesi bir iptal sebebi olarak öngörülmüştür. Kanunun 427 nci maddesinde tahkim süresi kural olarak bir yıl şeklinde belirlenmiştir. 439 uncu maddenin yedinci fıkrasında ise ikinci fıkrada belirtilen bazı hallerin varlığı sebebiyle iptal davasının kabulü halinde, aksi kararlaştırılmamışsa tarafların hakemleri ve tahkim süresini yeniden belirleyebilmeleri öngörülmüştür. Yedinci fıkrada sayılan bentler arasında tahkim süresine ilişkin (c) bendi bulunmamakta; bu sebeple tahkim süresine ilişkin şarta uyulmadığı için iptal kararı verilmişse yeniden tahkim yoluna gidilmesi mümkün olmamaktadır. Yapılan değişiklikle tahkim süresine ilişkin iptal sebebini düzenleyen (c) bendi de yedinci fıkra kapsamına alınmakta ve böylece tahkim süresine uyulmaması sebebiyle iptal kararı verildiği hallerde dahi aksini kararlaştırmamışlarsa tarafların hakemleri ve tahkim süresini yeniden belirleyebilmelerine imkan tanınmaktadır.