• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 547- Yürürlükteki kanunun 494 üncü maddesini karşılamaktadır.

    Yürürlükteki metinde bir tarafın borcunu ifa etmemesi hâlinde diğer tarafın borçlar hukuku kuralları uyarınca mukaveleyi feshetmesinden söz edilmiştir. Borçlar Kanununun 106 ve 108 inci maddelerine yollama yapılan bu hükümde kullanılmış olan «fesih» deyimi, bugün öğretide «sözleşmeden dönme» olarak ifade edilmektedir ve bu ifade yerleşmiştir. Bu sebeple maddenin gerek başlığında gerek metninde bu deyim kullanılmıştır.»



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 471 - Madde, yürürlükteki kanunun 494. maddesini karşılamaktadır. Yürürlükteki metinde bir tarafın borcunu ifa etmemesi hâlinde diğer tarafın Borçlar Hukuku kuralları uyarınca mukaveleyi feshetmesinden söz edilmiştir. Borçlar Kanununun 106-108. maddelerine yollama yapılan bu hükümde kullanılmış olan fesih deyimi, bugün doktrinde «sözleşmeden dönme» olarak ifade edilmektedir ve bu ifade tarzı yerleşmiştir. Bu sebeble maddenin gerek başlığında gerek metninde bu deyim kullanılmıştır.

    Hüküm değişikliği yoktur.’:

    «b. Sözleşmeden dönme yolu ile

    Madde 471 - Miras mukavelesi gereğince sağlararası edim- leri talep hakkı bulunan taraf, bu edimlerin mukaveleye uygun olarak ifa edilmemesi veya teminata bağlanmaması hâlinde borçlar hukuku kuralları uyarınca sözleşmeden dönebilir.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Bu madde, mer’i metinde kenar başlık «diğer tarafın feshi» biçimindedir. Bu terim yanlış olarak kullanılmıştır; çünkü burada sözkonusu olan şey «fesih» değil «sözleşmeden rücu» yani «cayma»dır. «fesih» ile «rucû»un ma-kable şumul» (geriye yürüme) bakımından farkı vardır ve bu fark önemlidir. Bundan başka bu maddededeki «rücû» (cayma hakkı) yalnız sözleşmecilerden birine değil, her iki tarafa tanınmış bir haktır. Bu sebeple yanlış olan bu kenar başlık yerine, aslında olduğu gibi «sözleşmeden cayma yoluyla» denilmiştir. Maddenin metnindeki ifadeden de «tek taraflı fesih» anlamı çıkmaktadır. Oysa miras sözleşmesi gereğince herhangi bir şey veya işin, kısacası bir edimin yerine getirilmesini istemeğe daha sağlıkta hakkı olan taraf, bu maddedeki hükümler uyarınca bunlar yerine getirilmezse, miras sözleşmesinden tek taraflı olarak cayabilecektir; böylece cayma hakkı bu madde ile her iki sözleşmeciye tanınmış olan bir haktır. Maddenin ifadesi buna uygun şekilde düzeltilmiştir. Maddede kullanılmış olan «edim» terimine gelince; bu, Almanca’da «Leistung» Fransızca’da «Pres- tation» terimlerinin Türkçe karşılığıdır. Eskiden buna «maku-dünaleyh» denilirdi. Bundan maksat akdin konusunu teşkil eden bir şeyin teslimi veya bir işin görülmesi, ya da -rekabet yasağında olduğu gibi- bir şeyden sakınılmasıdır. Kısacası «ifa etme, teslim etme, içtinab etme» gibi müsbet ve menfi bütün ihtimalleri içine alan ve «etmek» mastarından gelen «edim» terimi doktirinde «makudünaleyh» yerine yerleşmiş ve çoktan beri kullanılmış bulunmaktadır. Gerçi bazı eserlerde bunun yerine «edâ» denilmekte ise de bu, «ifa» anlamına geldiği gibi halk dilindeki «edalı» sıfatında olduğu gibi başka anlamlara da gelmektedir. Almanca ve Fransızca dillerinde kullanılan ve yu-karıda zikredilen kelimeler karşılığında Medenî Kanunumuz «bir şey,» «bir iş veya şey,» «bir mal,» «bir mal veya menfaat» gibi birbirine uymayan terimler kullanılmış, aynı terimler, daha doğrusu sözler Borçlar Kanunumuzda da yer almıştır. Dilimizde kendi mastarlarından üretilen «güdüm, sürüm, verim, indirim» gibi terimler hukuk dilimizde ve hattâ yasalarımızda yerleşmiş bulunduğundan, «etmek» mastarından üretilen ve hukuk dokt-rininde uzun yıllardan beri kullanılmakta olan «edim terimi de hem «ifa etme», hem «içtinab etme», hem «teslim etme» gibi, sözleşme konusuyla ilgili bütün ihtimalleri soyut olarak içine alan bir terimdir. Almanca’daki, «Leistung» kelimesi de tek başına kullanıldığı zaman tıpkı bizim «edim» gibi soyut bir anlam taşımaktadır. Fakat yasa maddeleri içinde kullanıldığı zaman bunun «makudünaleyh» demek olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle Almanca ve Fransızca’nın yukarıda gösterilen te-rimleri bu kanunun her yerinde, doktrinde olduğu gibi, «edim terimi ile karşılamaktadır.

    2) Biçim değişikliği: yoktur.

    3) Hüküm değişikliği: Yukarıda terim değişikliği bendinde açıklanan gerekçede görüldüğü gibi bu madde miras sözleşme-sinin yalnız bir tarafça veya diğer tarafça feshini değil, duruma göre, sözleşmecilerden biri veya ötekisi tarafından sözleşmenin feshini düzenlediği için maddede, aslına uygun olarak, esaslı bir kural değişikliği yapılmış ve sözleşmecilerden her ikisinin de, maddedeki kayıt ve şartlarla miras sözleşmesinden caymaya hakkı olduğu belirtilerek kenar başlık ve metin o yolda değiş-tirilmiştir.’:

    «b) Cayma yoluyla

    Madde 494 - Miras sözleşmesi gereğince bir edimin yerine getirilmesini sağlıkta isteme hakkı olan taraf bu edimin söz-leşmeye uygun olarak yerine getirilmemesi veya teminata bağ-lanmaması halinde, borçlar hukuku kuralları uyarınca miras sözleşmesinden cayabilir.»