• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     “Madde 961 - Yürürlükteki kanunun 875 inci maddesini karşılamaktadır.

    Madde kaynak kanunun 906 ncı maddesine uygun olarak üç fıkra hâlinde düzenlenmiştir.

    Maddeyle rehinli alacaklıya, alacaklı tarafından yapılması gereken muacceliyet ihbarı ve diğer işlemleri yapabilme yetkisi tanınmakta, rehin kendisine ihbar edilmiş borçluya, rehinli alacaklının rızası olmadan ödemede bulunması yasaklanmaktadır. Üçüncü fıkrada yürürlükteki metinde yer alan ‘resmî bir mev-kie yatırma’ ifadesi yerine Borçlar Kanununun 91 inci maddesi anlamında ‘tevdi’ terimi kullanılmıştır.”



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 879 - Madde, yürürlükteki kanunun 875. madde-sini karşılamaktadır; kaynak İsviçre Medeni Kanununun 906. maddesine uygun olarak üç fıkra hâlinde düzenlenmiştir. Yü-rürlükteki metinde yer alan “borcu resmî bir mevkie yatırma” ibaresi yerine “sulh hâkiminin göstereceği yere tevdi” ibaresi konulmuştur.’:

     

    “II. Yönetim ve ödeme

    Madde 879 - Rehnedilmiş bir alacağın istenmesi ve tahsil edilmesi iyi bir yönetimin gereğinden ise asıl alacaklı bunları yapabileceği gibi rehinli alacaklı tarafından da buna zorla-nabilir.

    Kendisine rehin ihbar edilmiş olan borçlu, borcunu asıl alacaklıya veya rehinli alacaklıya ancak diğerinin muvafaka-tıyla ödeyebilir.

    Bu muvafakatın verilmemesi hâlinde borçlu, borcunu, sulh hâkiminin göstereceği yere tevdi etmekle yükümlüdür.”


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler yukarıki maddelere uygun duruma getirilmiş, ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği: Ayrı ayrı üç kuralı kapsayan bu madde, bağımsız üç fıkra durumuna konulmuştur.

    3) Hüküm değişikliği: Yürürlükteki metnin son cümlesinde, borcun (resmî bir mevkie) yatırılacağı yazılıdır. Bu terim birçok karışıklıklara meydan verebilir. Bu nedenle öntasarıda üçüncü fıkra haline gelmiş bulunan cümledeki bu kelimeler yerine (usulüne göre bir kuruma) olarak değiştirilmiştir. Buradaki (usulüne göre) den maksat, ya sulh mahkemesine başvurup onun onayı ile borcunu emniyetli bir bankaya veya genel olarak yapıldığı gibi, Noterlik Kanunu uyarınca bir noterliğe yatırmaktır. Yoksa borçların, bu gibi hallerde yatırılacağını gösteren özel bir usül mevcut değildir.’:

     

    “III. Yönetim ve ödeme

    Madde 875 - Rehnedilmiş bir alacağın istenmesi ve alınması iyi bir yönetimin gereğinden ise, alacak sahibi bunları yapabileceği gibi, bu işlerin yapılmasını rehinli alacaklıdan da isteyebilir.

    Alacağın rehnedildiği, alacak sahibi veya rehinli alacaklı tarafından kendisine bildirilmiş olan borçlu, bunlardan birine ancak ötekinin rızasiyle ödemede bulunabilir.

    Bu rıza verilmezse, borçlu borcunu, usulüne göre, bir kuruma yatırmak zorundadır.”