• 538 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi

     «İcra iflâs dairesi tutanaklarının, hilâfı sabit oluncaya kadar muteberiyeti, maddenin son fıkrası icabıdır. Bu itibarla da icra muameleleri dolayısıyla düzenlenecek tutanakların sıhhati için bu tutanaklarda kimlerin imzası bulunması icap ettiği hususu maddede açıklanmış ve memurun imzasını taşımayan beyanlar muteber sayılmamıştır.»


  • Adalet Komisyonu Raporu Gerekçesi

     «İcra tutanaklarının iki fonksiyonu vardır.

    1- Alenilik,

    2- İspat kuvveti.

    İcra tutanaklarının hilâfını ispat etmek, kaideten hususi bir şekle bağlı değildir. (MK. mad. 7). Fakat icra tutanağı bir hukuki muameleyi tevsik ediyorsa, o zaman bunun hilâfını isbatlamak senetle mümkün olabilir (HUMK. mad. 290).

    Borçlu, tediyede bulunurken bunun müteaddit borcundan hangisinin karşılığı olduğunu açıklayabilir. Göstermemiş ve alacaklı da verdiği makbuzda işaretlememiş ise ödeme muaccel olan borca mahsup edilir (BK. 85, 86).

    Bu maddede yapılan değişiklik, birinci fıkranın son cümlesinin ilk kelimesi olan «memurun» kelimesi yerine «icra memuru ve muavini veya kâtibinin» ibaresinin konulmasından ibarettir. Gerçekten, tasarıdaki «memurun» tâbiri dar tefsir edilebilir ve bizzat icra memurunun imzasını ihtiva etmeyen ve fakat icra memur muavini veya kâtibinin imzasını taşıyan bir zaptın (beyanın) muteber olmadığı iddia edilebilir. Halbuki bu gibi beyanlar icra dairesinde ve dışarıda (meselâ; haciz ve satış gibi muameleler) yapılırken ekseriya icra memur muavini veya kâtibinin imzasını taşıyacaktır. Zira, icra memurunun her beyanı bizzat zaptetmesine imkân yoktur. Bu sebeple, hükmün yanlış anlaşılmasının önüne geçmek için, maddeye sarahat verilmiştir.»


  • 6352 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi

    Maddeyle, kararların gerekçeli olarak icra tutanaklarına yazılması kabul edilmektedir. Uygulamada talepler hakkında gerekçe yazılmadan karar verilmekte, genellikle bu işlem kaşe kullanılarak yerine getirilmektedir. Bu değişiklikle, standart ifadeli kaşe kullanılmasının önüne geçilerek kararlarda yaşanabilecek keyfiliğin önlenmesi ve böylece etkin bir denetim sağlanması amaçlanmaktadır. Taraflar, gerekçesi olmayan kararları anlamada, değerlendirmede zorlanmakta, bu nedenle şikayete veya itiraza konu etmektedirler. Bu şekilde kararlara gerekçe yazılması tarafları ikna etmede daha etkili olacak, aynı zamanda işlemin şikâyete konu edilmesi hâlinde etkin ve hızlı bir denetim sağlanması imkânı doğacaktır.