Asıl dava, borçlu olunmadığının tespiti ve fazla ödenen bedelin istirdadı; birleşen ilk dava, alacak; birleşen ikinci dava ise, itirazın iptali istemine ilişkin olup, bir sözleşmede taraflar dışındaki (üçüncü) kişilerin tanık sıfatıyla imzaları mevcut ise, o sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar hakkında bu kişilerin tanık olarak dinlenmesi konusunda taraflar arasında bir nevi delil sözleşmesi yapılmış sayılacağından davaya dayanak hisse devri ve borç tasfiye protokolünde imzası bulunan kişilerin beyanlarının değerlendirilip protokole aykırı düşmeyen beyanlarına itibar edilmesi gerektiği-
6098 sayılı TBK' nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden sonra akdedilmiş olan sözleşmeler yönünden genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına dair ilkeler doğrultusunda sözleşmenin genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde, bu hükmün yazılmamış sayılması ve tebliğ hükümlerine göre gerekli ilan ve yayımlar yapılıp yapılmadığının değerlendirilerek ortaya çıkan boşluğun doldurularak varsa davacıdan kesilen fazla masrafların iadesine karar verilmesi gerektiğinden mahkemece, değerlendirme yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı bankadan değişik tarihlerde kullandığı krediler sebebiyle kredi tahsis ve istihbarat ücreti adı altında yapılan haksız kesintilerin istirdadı istemine dayalı somut uyuşmazlıkta- Mahkemece, öncelikle dava konusu kredi sözleşmelerinin tamamı getirtilerek, sözleşmede bu kesintilerin tahsil edileceğine dair bir hüküm bulunup bulunmadığı, varsa oran veya miktarının sözleşmede belirlenip belirlenmediği, davacıdan tahsil edilen masraf miktarının kalem kalem ne kadar olduğu ve hangi tarihte hangi kredi sözleşmesine istinaden tahsil edildiği, bu nitelikteki bir krediler için hangi miktar ve oranda masraf ve ücret alındığının diğer bankalardan sorulmak suretiyle davalı bankanın tahsil ettiği masraf oranı ve miktarının davacı tarafın aleyhine ve onun durumunu ağırlaştıracak nitelikte ve dürüstlük kuralına aykırı olarak belirlenip belirlenmediği, genel işlem koşullarının sözleşme tarihlerine göre değerlendirilmesi ve ayrıca 6098 sayılı TBK’nin yürürlüğünden sonra imzalanan sözleşmelerde bulunan masraf alınacağına dair hükümlerin genel işlem şartı olup olmadığı, davalının Merkez Bankasına hangi tarihlerde ne kadar masraf ve ücret alınacağının bildirildiği hususları ile rapora yapılan itirazlar da değerlendirilmek suretiyle uzman bir bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre davalı banka uygulamasının yerinde olup olmadığı konusunda ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz inceleme ve araştırma ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı-
Davacı ile davalı banka arasında imzalanan sözleşmeden sağlanan kredi kaynaklı kredi tahsis komisyonu bakımından yürürlük, yorum ve içerik denetimi uyarınca inceleme yaparak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı bankanın müşterilerine kullandırmış olduğu ticari kredi nedeniyle erken kapama komisyon ücreti, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti gibi giderleri sözleşme hükümlerine dahil etmesinin ticari kredi sözleşmesinin niteliği göz önüne alındığında genel işlem koşullarına aykırılığı teşkil etmeyeceği-
Sigorta rücu ilişkisinden doğan alacak istemi- Konşimentodaki yetki şartının genel işlem koşulu olup olmadığı- Genel işlem şartlarının, sözleşme taraflarından birinin, ileride kuracağı sözleşmelerde karşı akdine değiştirmeden kabul edilmek üzere sunma niyetiyle önceden, tek yanlı olarak saptadığı sözleşme koşulları olduğu- Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için bazı unsurların gerçekleşmiş olmasının arandığı- Genel işlem şartlarının kural olarak bir sözleşmenin içeriğini düzenlemek üzere hazırlandığı ve bu faaliyetin tek taraflı olarak sözleşmenin kurulmasından önce gerçekleştiği- Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için karşı âkdin bunların içeriğine etki edememiş olması gerektiği, kural olarak, bir sözleşmenin hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu sözleşme hangi Kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı- Genel işlem şartı nedeniyle yetki itirazının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İpotek senedinde yer alan kefalet kaydının geçerli olduğu- Borca, işlemiş faiz ve faiz oranına da itiraz edilmiş olduğundan, mahkemece konusunda uzman bir bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması gerektiği- Ticari nitelikteki genel kredi sözleşmelerinde faiz oranının serbestçe kararlaştırılabileceği (TTK. mad. 8)-
(01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen) ipotek senedinde yer alan kefalet kaydının geçerli olduğu- İtirazın iptali davasında, takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu miktar ve kefalet limiti gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
İpotoğe konu taşınmazın aile konutu olduğu ve ipoteğin eşin muvafakati bulunmadığından, geçersiz olduğu gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması yönündeki kesinleşmiş aile mahkemesi kararı ipotek akdiyle ilgili olup geçerli şekilde konulmuş olan kefalet sözleşmesini etkileyici nitelikte olduğu- Mahkemece ortada geçerli bir kefalet bulunduğu gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor