Tarafların hak arama özgürlüğü kapsamında iddia, savunma, usulüne uygun şekilde bilgilendirilme ve açıklama yapma hakkı ihlal edilerek gösterilen deliller toplanmaksızın ve tanıklar dinlenmeksizin karar verilmesi yanında ön inceleme tutanağı usulüne uygun olarak yapılmaksızın yazılı şekilde ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Usul hukukunun ilk derece yargılama aşamasında, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların inceleneceği, bu konularda yine dosya üzerinden olumlu veya olumsuz bir karar verilebileceği, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında ise karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edileceği, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekeceği-
Ön incelemede dava şartlarının ve ilk itirazların inceleneceği uyuşmazlık konularını tam olarak belirleneceği hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemlerin yapılacağı üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda tarafların sulhe teşvik edileceği ve bu hususların tutanağa geçirileceği Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği-
Davalı vekili kendisine verilen 2 haftalık kesin süre içinde davaya karşı cevapları ile deliller bölümünde tanık deliline dayandığı, tanıkların hangi konuda bilgisine başvurulacağını bildirdiği, tanıklarının isimlerini daha sonra vereceğini beyan ettiği ve tarafların sulh olmadıkları, davalı vekili tanıklarının isimlerini bildirmesi için süre de istediği anlaşıldığından, mahkemece tanık dinlemeden dava hakkında karar vermiş olması hatalı olup, davalı vekilinin iki haftalık kesin süre içinde sunduğu dilekçede tanık deliline dayandığına göre davalı tarafa tanıklarının isimlerini, adreslerini bildirmesi için usulüne uygun süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Birleştirilen dava yönünden, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi aşamasının tamamlanması ve ön inceleme duruşmasının yapılmasının zorunlu olduğu-
Ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikat aşamasına geçilemeyeceği-
Mal rejiminin boşanma sebebiyle tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin davanın aile mahkemesinde görülmesinin gerekeceği, asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilip karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- HUMK. mad. 414 (HMK. mad. 324) uyarınca, taraflara istedikleri delillerin toplanması için gerekli olan giderleri yatırmak üzere sonuçları da hatırlatılarak, kesin süre verilmesi gerekirken gider avansının süresinde yatırılmadığından dava koşulu nedeniyle, usulden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
HUMK. mad. 414 (HMK. mad. 324) gereğince, taraflara istedikleri delillerin toplanması için gerekli olan giderleri yatırmak üzere sonuçları da hatırlatılarak kesin süre verilmesi gerektiği- Mahkemece oturumunda verilen ara kararları gereğince gider avansı yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, HMK.nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkının, taraf teşkilini de içerdiği ve yargılamayla ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını sağlama amacında olduğu- Kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 s. Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkin davanın, "dava şartı yokluğu" usulden davanın reddine karar verilmişse de, yöntemine uygun bir biçimde çekilme dilekçesi davacı asile tebliğ ettirilmeden ve yöntemine uygun bir şekilde kesin süre verildiği konusunda uyarıda bulunulmadan usulüne uygun keşif ara kararı alınmadan, dava koşulu nedeniyle usulden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Keşfe ilişkin gider avansının tamamının zamanında yatırılıp, yatırılmaması sonuca etkili olmayıp, verilen keşfin yöntemine uygun olarak verildiğinin kabulüne olanak bulunmadığı, buna bağlı olarak verilen kesin sürenin de HUMK.nun 163.maddesi anlamında kesin süre niteliğini taşımadığı-
Davacı vekilinin verilen iki haftalık kesin süre henüz dolmadan söz konusu parayı mahkeme dosyasına göndermek üzere PTT’ ye yatırdığı ve buna bağlı olarak üzerine düşen görevini yerine getirdiği gözetilerek, mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda gerekli işlemlerin yapılması gerektiği halde, yazılı gerekçeyle dava şartı yokluğundan yani usulden davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-