Sadece kaçakçılık davalarını görmek üzere kurulan adli ihtisas mahkemelerinin ağır ceza mahkemelerine bağlılıkları olmadığından aralarında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümünün Yargıtay'a ait olacağı-
Adalet Bakanının, uygulamadaki yanlışlıklardan başka esas ve hükme etkili olan usul yanlışlıklarından dolayı da yazılı emir vermeğe yetkisi olduğu- Yazılı emir ile bozulan mahkeme hükmü davanın esasını çözümlüyorsa yargılamanın tekrarlanmaması, davanın esasını çözümlemiyorsa yargılamanın tekrarlanmasının gerekeceği-
Sıtma Mücadele Heyeti'nin çağrısına gelmemek suretiyle genel muayeneden kaçınma suçunun görülmesinin sulh mahkemelerinin görevine gireceği-
Tahkikat hakimi tarafından yapılan çağrıya gelmeyenler hakkında verilen yokluk kararından sonra soruşturma gaibin yokluğunda yürüse dahi iş mahkemeye geldiğinde tarafların sözlü yargılama ve hüküm verilmesi için mahkemeye çağrılmalarının gerekeceği-
Son tahkikat açıldıktan sonra gaip olduğu anlaşılan maznun hakkında duruşmanın muvakkaten tatiline karar verilebileceği-
Hâkim sıfatını taşımayan adliye memurlarının suçlarından dolayı yargılamalarının yapılması genel hükümlere tabi olup; bunlar hakkında Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanun'da belirtilen ön işlemlerin yapılmasına yer olmadığı-
Müstantik tarafından haksız tutuklanma sonucu uğranıldığı ileri sürülen zarar için açılan tazminat davasında, davalının il asliye hakimi olduğundan davanın görülmesi Yargıtay'a ait olduğu yolundaki karar üzerine, Dördüncü Ceza Dairesi, davanın bir zarar ziyan davası olup ortada temyiz olunacak bir karar da bulunmadığı gerekçesiyle yapılacak bir işlem olmadığı şeklindeki kenar yazı ile geri çevirmiş olup, dosya kendisine gelen Dördüncü Hukuk Dairesi de görevli olmadığına karar vermiş ve dördüncü Ceza Dairesince verilmiş bir karar da bulunmadığından evrağın geriye gönderildiği-
İtiraz üzerine verilen salıverme kararlarının temyiz yeteneği konusunda çıkan içtihat uyuşmazlığında: Uyuşmazlık konusu kararlardan sonuncusu, 1412 s. Yasanın yürürlüğünden sonra verilmiştir ve bu yasanın 303 üncü maddesine dayandığı-
Birbirlerine bağlı ( murtabit ) ve müçtemi cürümlere ait olup genel ve özel yasalara uyarak ve birleştirilerek verilen ve temyiz olunan hükümlerin her birinin inceleme yeri Yargıtay'ın ayrı ayrı daireleri ise de, ağır cezalı cürme ait hükmün inceleme yeri olan dairede diğer hafif cürümlere ait hükümlerin de ona tabi olarak incelenmesi yasa ve usul gereği olduğu-
Kendiliğinden ( re'sen ) Temyize tabi olan hüküm, yargıtay incelemeside sanığın lehine bozulduktan sonra yeniden yapılan yargılama ile sanığın yokluğunda hüküm verilirse bu hüküm kesin ve sanığın yüzüne karşı sayılacağı- Bu sebeple doğrudan doğruya temyize tabi olduğu-