Davalı’ya yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı saptandığından davanın bu nedenle reddi gerektiği- Usul hukukumuzda davaya dahil diye bir müessese bulunmadığı, bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilemeyeceği ve hakkında hüküm kurulamayacağı- HMK. mad. 65 uyarınca, açılan bir davaya dava konusu edilen şey hakkında tarafların dışında hak iddia edilerek o şeyin kendisine ait olduğunu ileri süren ve harcını yatırmak suretiyle davaya dahil olan kimsenin hukuki durumunun asli müdahillik olduğu- Asli müdahaledede dava edilen müddeabihin esas olduğu ve müddeabihin dışına çıkılarak dava konusu edilmeyen hususta hak talebinde bulunulamayacağı- Davacının miras payına yönelik açtığı davada, asli müdahillerin kendi paylarına yönelik taleplerinin kabul görmeyeceği- Ölü kişi adına tescile kararı verilemeyeceği-
Takibin kambiyo hukukuna ilişkin olmasının ve kesinleşmesinin alacağın gerçek olmadığı iddiasının incelenmesine engel olmadığı-
Dava dışı bankanın usulüne uygun olarak davanın taraflarını hasım göstererek ve harç yatırararak bir asli müdahalesi olmadığı ve taraf sıfatı da bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerektiği-
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın müracaata bırakıldığı ve işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay geçtiği halde yenilenmediği gerekçesiyle HMK. mad. 150 gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup asli müdahelenin vekil aracılığıyla yapıldığı ve asli müdahilin hukuki yardım aldığı ve talebinde haklı olup olmadığı tartşılarak haklı görülmesi halinde lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Tarafların delilleri eksiksiz toplanmak suretiyle tahkikat yapıldıktan sonra, mirasbırakanın işlem ve kadastro tespit tarihleri olan 23.07.1992, 19.08.1994 ve 21.12.1973 tarihlerinde hukuki ehliyeti haiz olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, ehliyetsiz olduğunun tespiti halinde pay oranın iptal tescil isteminin değerlendirilmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı isteğin değerlendirilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının doğru olmadığı- 6100 sayılı HMK'nun 65.maddesi uyarınca asli müdahale talebinde, müdahale dilekçesinin harçlandırılması gerektiği açık olmasına rağmen, somut olayda davaya müdahale talebinde bulunan kişi harç ödenmeden müdahale talebinde bulunduğuna göre müdahale isteğinin usulüne uygun olduğu ve davada taraf sıfatını kazandırdığını söyleyebilme olanağının bulunmadığı-
Müdahale isteminin hüküm tarihine kadar yapılabileceği, temyiz aşamasında müdahale talep edilemeyeceği gibi karara yönelik temyiz isteminde de bulunulamayacağı- Müdahale talebinde bulunan vekilinin müdahale dilekçesinin içeriği incelendiğinde ve ayrıca müdahale harcı yatırmadığı gözetildiğinde, ayrı bir hak talebinde bulunmadığı, davada, davalı arsa sahipleri yanında feri müdahil olarak yer aldığının anlaşıldığı, mahkemece, bu nedenle adı geçen şirketin talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi doğru olmuş ise de, karar başlığında, "feri müdahil" yerine "davalı" olarak gösterilmesinin, HMK'nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine ya da re'sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edildiği-
Mahkemece görülüp, sonuçlandırılan davada verilen hükmün, çek hamili olan üçüncü kişi tarafından temyiz edildiği, bu hali ile değinilen ilkeler ışığında, mümeyyiz çek hamili bankanın davada taraf sıfatının bulunmadığı ve esasen eldeki davanın tarafı olma imkanının da mevcut olmadığı anlaşılmakla, çek hamili ... T.A.Ş. vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekeceği-
Hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ve gerekliyse de çek iptali davalarında, hasımsız şekilde açılan davaya çek hamili üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanının mevcut olmadığı-
Davacının sahte olduğunu ileri sürdüğü vekâletnamenin aslı bulunamadığından davanın reddine karar verilmişse de, mahkemece yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmamış olduğundan, vekâletname suretinde vekil edenler davacı ve annesinin fotoğraf asılları mevcut olup bu fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı tanıklara gösterilmek suretiyle tanıkların yeniden dinlenilmesi, özellikle vekâletname tanığı olana vekâletname aslına parmak izi basan ile davacının aynı kişi olup olmadığı fotoğraf aslı kendisine gösterilerek açıkça saptanması gerektiği-
Mahkemece site sakinlerinin asli müdahillik talebi kabul edilmiş olmasına karşın duruşmada bulunmayan davalı avukatına müdahilliğe ilişkin bir bildirimde bulunulmadığı, savunma hakkının tanınmadığı, hal böyle olunca, mahkemece öncelikle site sakinlerinin asli müdahiliğe yönelik talepleri davalı tarafa tebliğ edilip, 2 haftalık cevap süresi beklenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor