6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 46/1. maddesinde; Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceğinin ve dava sebeplerinin belirtildiği; Davacının karardan dolayı zarar görmesi ve Hâkimin davranışı ile zarar arasında illiyet bağının olması halinde bu hususların davacı tarafından kanıtlanması gerektiği-
İlk derece mahkemesince asli müdahillik talebinin kabul edildiği, asli müdahilin yargılamalara iştirak etmiş olduğu anlaşıldığından bölge adliye mahkemesince eksik harcın ikmal edilmesi, harç ikmal edildikten sonra asli müdahilin talebi hakkında bir karar verilmesi için dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekirken, K.A' nın nispi harç yatırmaması nedeniyle asli müdahil sıfatı kazanmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmesinin doğru görülmediği-
Temlik eden şirketin davada taraf sıfatı kalmadığından kararı temiyizde de hukuki yararının bulunmadığı- Sıra cetveline ilişkin uyuşmazlıkta, alacağının bonoya dayalı olmasının, alacağın gerçek olduğunun kabulüne yeterli olmayacağı, davalı alacaklının, bononun düzenlenme nedenini açıklaması ve esas ilişkiyi kanıtlaması gerektiği- Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan, ispat yükünün yanılgılı olarak davacıya yüklenmesi ve aralarında doğrudan hukuki ve temel ilişki bulunmamasına rağmen, davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle hüküm kurulmasının hatalı olduğu- İtiraz edilen icra dosyasında alacaklı sıfatı, alacağı temlik alan kişide olduğundan, temlike edenin davaya asli müdahil olarak katılmasını gerektiren herhangi bir neden bulunmadığı, müdahilin, alacağını temlik ettiği kişinin yanında ona yardımcı olmak amacıyla fer'î müdahil olarak davaya katılmış olduğu-
Asli müdahale davası ile asıl yargılamanın birlikte yürütülüp karara bağlanacağı- Usul hükümleri derhal uygulanacağı- Yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca edimlerini yerine getirmiş olması halinde üçüncü kişiler arsa sahiplerinden hak iddia edebileceklerinden, müdahillerin ve yüklenicilerin taleplerinin birlikte görülüp değerlendirilmesi gerektiği- Mahkemece mahallinde keşif yapılarak kapı numaralarının değişip değişmediği belirlendikten sonra tarafların kullandıkları yerler de gözönüne alınarak kat irtifakının mevcut duruma göre ilişkilendirilerek karar tesis edilmesi gerektiği-
İcra mahkemelerinde asli ya da fer'i müdahilliğin mümkün olmadığı-
İcra mahkemelerinde asli veya fer'i müdahil olarak şikayete müdahale yolu ile katılmanın mümkün olmadığı-
Borçlunun ihalenin feshi isteminde şikayetçi olması durumunda; karşı tarafın alacaklı ve ihale alıcısı olacağı- Asli yada fer'i müdahil olarak, ihalenin feshi şikayetine müdahale yoluyla katılmak ve kanun yollarına başvuru hakkının bulunmadığı-
Asıl dava ve asli müdahale davası birbirinden ayrı ve bağımsız davalar olduğundan mahkemece her bir dava hakkında infazı kabil ayrı ayrı hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan HUMK'da tanımlanmamış olmakla birlikte, öğreti ve Yargıtay içtihatlarında fer'i müdahale “davayı kazanmasında menfaati bulunan davacı ya da davalı yanında davaya katılma”, asli müdahale ise, “kişi ya da kişilerin açılmış bir davada kendi yararlarına hakkın tesbitini istemeleri” olarak tanımlandığı- Katılma dilekçesi veren kişiler bağımsız bir hak talep etmedikleri, dava konusu hakkın kendilerine ait olduğunu iddia etmedikleri, istemlerinin hamili oldukları çeklerle ilgili verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması ve kendileri yönünden davanın reddini sağlamak olduğundan dilekçelerinin feri müdahale niteliğin olduğu- Fer'i müdahale halinde dava harcı yatırılmasına gerek olmadığı ve lehine veya aleyhine hüküm kurulamayacağı- Bozma ilamından sonra dosyada dava konusu düğün salonu niteliğindeki bağımsız bölümün tamamına malik olan kişinin davaya dahili sağlanmadan yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu-
Terekenin resmi defterinin tutulması talebine ilişkin davada; mahkemece tereke mevcudunun araştırılmadığı, yasal zorunluluğa rağmen tereke defterinin tutulmadığı görülmekte olup; UYAP üzerinden alınan TAKBİS raporuna göre murisin adına kayıtlı 11 taşınmaz olduğu, o halde; mahkemece, tereke aktifinin tespiti amacıyla murisin ölüm tarihi olan 26.10.2014 itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılması, tespit edilen gayrimenkul ve araç için konusunda uzman bilirkişiler refakatiyle keşif yapılarak değerleri tespit edilerek tereke defterine kaydedilmesi gerektiği- Tereke defterinin tutulmasından sonra TMK’nun 626 vd. maddeleri uyarınca; beyanda bulunmak üzere mirasçıların beyanda bulunmaya çağrılması gerektiği, mahkemece kanunda belirtilen usullere uygun araştırma yapılıp tereke defteri tutulmadan ve mirasçıların tümüne yasada belirtilen süre içerisinde, mirasın tutulan defter gereğince kabul veya ret için beyana davet edilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor