Tarafların ticaret unvanlarına ayırt edicilik sağlaması gereken ticaret unvanının “ek” kısmının “kervan” ibaresinden oluştuğu, bu durumda tarafların ticaret unvanlarına bir bütün hâlinde bakıldığında “kervan” ibaresi ticaret unvanının “ek” kısmı olmasına rağmen ticaret unvanlarının asli unsuru hâline geldiğinin anlaşıldığı, ancak unvanların çekirdek kısmından da anlaşılacağı üzere tarafların ticari işletmelerinin faaliyet alanları farklı olup, davacının ev tekstili sektöründe davalının ise kuruyemiş sektöründe faaliyet gösterdiği, davacının ticaret unvanının dava tarihi itibariyle tanınmış olduğu da ispat edilemediğinden ve tarafların ticari işletmelerinin faaliyet konuları tamamen birbirinden farklı olduğundan her iki sektörün tüketicileri nezdinde bu iki ticaret unvanının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve dolayısıyla ticaret unvanının terkini şartlarının oluşmadığının kabulü gerektiği-
Ticaret unvanın terkini, haksız rekabetin tespiti ve meni ile ihalenin feshi istemi- Davalı şirketin ticaret sicilden terkinine karar verilmişse de, TTK. mad. 52 uyarınca davalıya ait ticaret unvanının ayırt edici sözcüğü niteliğindeki ibarenin ticaret unvanından terkinine karar verİlmesi gerekirken, davalı şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesine yol açacak şekilde tüm ticaret unvanın sicilden terkinine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu- İhalenin feshi isteminin icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği-
6102 sayılı TTK’nın 52. maddesine dayalı ticaret unvanının ayırtedici çekirdek unsuru olan “İPM” ibaresinin davalı şirketin ticaret unvanından terkini talebine-
Davalının M. ibaresini ticaret unvanında kullanması aynı zamanda haksız rekabete sebebiyet verdiği düşünülse de kullanım devam ettiği sürece haksız rekabete ilişkin zamanaşımı süresinin işlemeyeceğinden davanın TTK'nın 52. maddesi uyarınca unvan terkini istemiyle açıldığı, davanın haksız rekabet hükümleri uyarınca açıldığının kabulü halinde dahi davalı tarafından kullanımın sürdürülmesi nedeniyle zamanaşımı süresinin işlemeyeceği gözetilmeksizin hatalı hukuki nitelendirme ve yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilemeyeceği-
Markanın hükümsüzlüğü-
Sessiz kalma yolu ile hak kaybının oluşması için öncelik hakkı sahibinin sonraki markadan veya kullanımdan haberdar olması gerekmekte ise de sessiz kalmanın kaç yıl sonra hak kaybına yol açacağı ile ilgili kesin bir süre vermenin mümkün olmadığı, burada önemli olanın öncelik hakkı sahibinin sonraki kullanıma bir süre katlanmış olması gerektiği- Sürenin belirlenmesinde somut olayın özelliklerinin değerlendirilmesinin gerektiği, bu sürenin belirlenmesinde de esas alınacak olanın dürüstlük kuralı olduğu- Sessiz kalma yoluyla hak kaybının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilirken, öncelik hakkının sahibinin sonraki tescil veya kullanımdan haberdar olduktan sonra izlediği yol ve sergilediği tavrın önemli olduğu-
Davacılardan kooperatifin ticaret ünvanına vaki tecavüzün önlenmesi, tecavüz oluşturan ve davacı köyün de adını oluşturan "örencik" ibaresinin davalının ticaret ünvanından terkini ve haksız rekabetin önlenmesi istemine ilişkin davada,  her iki kooperatifin kuruluş aşamalarının ne şekilde geliştiği, ortaklarının kimlerden oluştuğu, davalı kooperatifte halâ dava dışı 3. bir köyden ortak bulunup bulunmadığı faaliyet alanlarının aynı olup olmadığı, aynı ise davacı koopertifin kurulmasını gerektiren zorunlu bir nedenin bulunup bulunmadığı, davacı köyün, davalı kooperatifin kuruluş aşamasında veya daha sonra adının kullanılması ile ilgili bir itirazının olup olmadığının TMK. mad. 2 ve TTK. mad. 52 çerçevesinde incelenmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor