Ücret farkı alacağının ödetilmesi istemi- Sözleşmelerin baskı altında imzalandığı yönündeki iddiaların ciddî olmadığı-
Toptan bir yararlılıktan çok, 2822 s. Kanun'un 6/II. maddesinin (6356 sayılı Kanun'un 36/I. maddesinin) metninden anlaşılacağı üzere tek lehe hüküm olmasının yeterli olduğu- Toplu iş sözleşmesi ile verilen tüm haklar dikkate alındığında, işçi iş sözleşmesine göre daha avantajlı olabilir ise de, bunun tek başına yeterli olmadığı; özellikle kök ücret konusunda, iş sözleşmesi lehe ise kök ücretin yüksekliği, Toplu İş Sözleşmesindeki ücretle birlikte diğer sosyal hakları da etkileyeceğinden kök ücretin toptan bir etkisinin de olacağı- Yararlılık (işçi yararına şart) ilkesinin, mutlak emredici niteliği ile Toplu İş Sözleşmesinde geçerli olan düzen ilkesi ile Anayasa’nın 10, 4857 s. İş Kanunu’nun 5. maddesindeki eşitlik ilkesinden önce uygulanacağı- Temel ücretin, davacının diğer sosyal hakları ile ücret baz alınarak hesaplanan fazla çalışma, hafta ve genel tatil ücreti gibi alacaklarını da etkilemekte olduğu- İşveren tarafından toplu iş sözleşmelerinin uygulanması neticesinde, iş sözleşmesinde kararlaştırılan ücretin davacının sendikaya üyeliği ve toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başlanması üzerine düşürülmesinin, 2822 sayılı Kanun'un 6/II. maddesi (6356 sayılı Kanun'un 36/I. maddesi) uyarınca işçiye yaralılık ilkesinin ihlali niteliğinde olup, yasaya aykırı olduğu- Davacı, daha önce toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışmadığı için düzen ilkesinden de söz edilemeyeceği, düzen ilkesinin uygulanabilmesi için öncesinde de bir Toplu İş Sözleşmesinin bulunması gerektiği- Düzen ilkesinin, her toplu iş sözleşmesinin kendi yürürlük süresi içinde hükümlerini doğurduğu, bağıtlanan yeni bir toplu iş sözleşmesinin (eskisine nazaran işçinin daha aleyhine hükümler ihtiva etse de) eskisinin yerini alacağı esasına dayandığı- Mahkemece, davalının zamanaşımı savunması nazara alınarak hesap dönemine ilişkin tüm ücret bordrolarının dosyaya getirtilmek suretiyle davacının ücret farkından kaynaklı taleplerine ilişkin hesaplamanın yerinde olup olmadığı denetlenerek, varsa eksik ödemenin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Davacı ücretinin rızası dışında düşürüldüğünü ileri sürerek, ücret fark alacağının davalıdan tahsilini talep etmiş olup, iş yeri uygulamasıyla çalışma koşullarında meydana gelen esaslı değişikliklerin ancak işçiye yazılı olarak bildirildiğinde ve işçinin bildirimden itibaren altı iş günü içinde yazılı olarak kabul ettiğinde geçerli olacağı, tarafların her zaman karşılıklı ve ileriye dönük anlaşarak asgari ücretin altında kalmamak koşuluyla ücrette indirim yoluna gidebilecekleri, somut olayda davacının, ücret değişikliğini yazılı olarak kabul ettiği sabit olmakla, değişikliği kabul etmeden önceki ücret indirimleri için davası kısmen kabul edilmeli, ücret indirimini yazılı olarak kabul ettikten sonraki tarihler için ise davasının reddedilmesi gerektiği-
Çalışma şartlarının, tarafların karşılıklı uzlaşmaları ile değiştirilmesinin her zaman mümkün olduğu- Çalışma şartlarında değişiklik konusunda işçinin rızasının yazılı alınmasının kanun gereği olduğu, aynı zamanda işverence değişiklik teklifinin de yazılı olarak yapılması gerektiği- İşçinin çalışma şartlarında yapılmak istene değişikliği usulüne uygun biçimde yazılı olarak ve süresi içinde kabul ettiğinde, değişiklik sözleşmesinin kurulmuş olacağı, işçinin değişikliği kabulünün sadece bu işlem yönünden geçerli olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor