Keşideci tarafından hem lehtar hem de hâmil aleyhine -kişisel def’ilere dayanılarak- açılan olumsuz tesbit davasında, önce «senedin karşılıksız olduğu»nun lehdara karşı kesin delillerle- isbat edilmesi, daha sonra da «davalı hâmilin kötüniyetli olduğu»nun -gerekirse tanık dinletilerek- isbat edilmesi gerekeceği–
Faturanın tebliğ (teslim) edildiğine ilişkin iddianın tanıkla kanıtlanamayacağı–
Sahteliği iddia edilen senette yer alan «yetki kaydı»nın, senedin sahte olmadığının anlaşılması halinde geçerli olacağı–
Hakimin re'sen yasaları uygulamakla yükümlü olduğu- Borçtan kurtula davasının, ancak mercii hakimliği tarafından itirazın muvakkaten kaldırılması kararı verilmesi üzerine açılabilen bir dava olduğu- İhtiyati tedbir kararı mevcut olmadığı durumda menfi tespit davasında dahi tazminat hükmü verilmesine olanak bulunmadığı-
Senet hâmilinin, senet lehdarının damadı olması halinde, iyiniyetli sayılamayacağı–
Konkordatoya "red oyu" vermiş olan alacaklının, müşterek borçlu ve kefillere karşı -hiçbir koşula bağlı olmadan- tüm haklarını korumuş olacağı-
«Sahtelik», «hile» ve «anlaşmaya aykırı doldurma» iddialarının birlikte kademeli olarak aynı dava içinde ileri sürülebileceği–
Takip aşamasında zamanaşımı itirazında bulunmayan borçlunun açtığı olumsuz tesbit davasında, «zamanaşımı nedeniyle borçlu bulunmadığının tesbitini» isteyemeyeceği-
Aval verenin de bedelsizlik nedeniyle olumsuz tesbit davası açabileceği–
Hacir altında bulunan bir kimsenin düzenlediği ya da kefil olduğu kambiyo senedine dayanılarak yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibi sonucunda, cebri icra yolu ile satılan borçluya ait taşınmazın ihalesinin bozulması “yargılamanın yenilenmesi” yolu ile istenebilir mi?