Sahtelik iddiası ile «açılmış olan olumsuz tesbit davasının» -bilirkişi incelemesi yaptırılması aşamasında gelinmiş olmadıkça- icra takibini, mahkemece ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmadıkça durdurmayacağı (Hemen belirtelim ki; bu açıklamalar 1.10.2011 tarihinde yürürlükten kalkmış olan 1086 Sayılı HUMK. çerçevesinde geçerlidir. 01.10.2011 tarihinde yürülüğe girmiş olan yeni 6100 Sayılı HMK.nun 209. maddesinde tamamen farklı bir düzenleme kabul edilmiş olup bu yeni düzenlemeye göre "adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilnceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz" (HMK.209/1) denilmiş olduğundan, hakkında sahtelik iddiasında bulunulmuş olan senet ile ilgili takibin durması için önceki HUMK'nun 317. maddesindeki şartların gerçekleşmesi aranmayacak ve sadece sahtelik iddiasında bulunulması ile o senede dayalı icra takibi kendiliğinden duracaktır. )
Hakkında başlatılan ilâmsız takibe itiraz ederek durduran borçlunun ayrıca olumsuz tesbit davası açabileceği–
Açılan olumsuz tesbit davasının, imza inkârı ile ilgili icra mahkemesindeki (tetkik merciindeki) davada (itirazın geçici olarak kaldırılmasında) bekletici mesele sayılmayacağı–
«Hata», «hile» ve «gabin» iddialarının birlikte aynı dava içinde kademeli olarak yer alamayacağı–
Açılan olumsuz tesbit davasının reddi halinde, mahkemece «davacının yatırdığı % 15 teminatın, davalı-alacaklıya verilmesine» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
Senet keşidecisinin lehtara karşı açtığı ve senetlerin ciro edildiği hâmilin de müdahil olarak katıldığı «senet iptali davası»nın sonucunda verilen «iptal kararı»nın, senedin hâmili hakkında kesin hüküm sayılmayacağı–
«Malen» kaydını taşıyan senedin davacı «hatır senedi olduğunu,» davalı ise «mal bedelinden doğan alacak karşılığı olduğunu» ileri sürmesi halinde, isbat yükünün davacıya düşeceği–
Senetlerin «hatır senedi» olduğunun defter kayıtları ile kanıtlandığının kabulü için, her iki yan defterlerinde ya da senet lehdarı davalı defterinde; «bu senetlerin hatır için verildiğini belirten bir kaydın» ya da «bunu içeren bir muhasebe işlemi»nin bulunmasının zorunlu olduğu– Yasaya uygun olarak ya da olmayarak tutulan ticari defterlerin içeriğinin, sahibi aleyhine delil olarak kabul edileceği– 6102 sayılı yeni TTK.'ndan önceki dönemde "ticari defterlerle ispat" konusunda yapılmış olan aşağıdaki açıklamalar, yeni TTK.'ya önceki (6762 sayılı) TTK.'nun 82 vd. maddelerinde yer almamışsa da, aynı konu yeni 6100 sayılı HMK.'nun "ticari defterlerin ibrazı ve delil olması" başlıklı 222. maddesinde yeniden düzenlenmiş olduğundan, bu yeni düzenlemede yürürlükten kalkmış olan önceki 6762 sayılı TTK.nun 83. maddesinde bulunan "tamamlayıcı yemin"e yer verilmemiş bulunduğundan; bundan böyle ticari defterlere ilşkin önceki açıklama ve içtihatlar HMK. nun 222. maddesi çerçevesinde -"tamamlayıcı
İİK.nun 72/4. maddesinde kabul edilen icra tazminatına hükmedilmenin, temerrüt nedeniyle ana paraya faiz yürütülmesine engel teşkil etmemesi gerekeceği-
«Olumsuz tesbit davası»nın reddine ve bu davaya karşı, davalı-alacaklı tarafından «aynı belgeye dayanarak» açılan «itirazın iptali davası»nın kabulüne karar verilmesi halinde, davalı-alacaklı vekili için tek bir «avukatlık ücreti»ne (ve davalı-alacaklı lehine bir kez «% 40 (şimdi %20) inkâr tazminatı»na) hükmedilebileceği–