«Nizalı bonodaki imzanın, üzerinde bulunduğu damga puluyla birlikte başka bir senetten nakledilmiş olup olmadığı» hususunda bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması halinde, mahkemece «davacının imzasını içeren damga pulunun başka bir senetten bonoya nakledildiği» görüşünü savunan uzman bilirkişilerden teşkil edilecek bir kurula inceleme yaptırılarak, mezkûr bono ve pul üzerindeki fiziksel ve kimyasal bulgular üzerinde de özellikle durulmak suretiyle «imzayı havi pulun başka bir senetten nizalı bonoya nakledilip nakledilmediği» hususunda rapor alınmak ve mevcut raporlar arasında çelişki giderilmek suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerektiği–
Takip (ve dava) konusu alacakla ilgili olarak açılan olumsuz tespit davası sonunda «borçluların, borçlu olmadıklarının tespitine» karar verilmiş olmasının, usulüne uygun olarak gerçekleştirilen ihalenin feshine neden olmayacağı–
Davalının «tanık dinlenmesine itirazı olmadığı»na dair beyanı üzerine mahkemece -ayrıca kendisine HUMK. mad. 289 (şimdi; HMK. mad. 200/2) uyarınca uyarı yapılmadan- tanık dinlenemeyeceği–
«Senette tahrifat yapıldığını» iddia eden davacının duruşmalara gelmemesi, davayı takip eden davalının da, gerekli giderleri yatırmaması halinde, mahkemece giderlerin Hazineden sağlanarak, «senette tahrifat yapılıp yapılmadığı» konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği– .
Çekin ihdas sebebini ihtiva etmeyen bir kambiyo senedi olduğu ve çekin gerçekte bir ihdas sebebinin bulunduğu ve bu sebebin gerçekleşmemesi nedeniyle bedelsiz kaldığının, kambiyo ilişkisinin taraflarınca geçerli (yazılı) delille isbat edilebileceği–
Adli Tıp Kurumu Grafoloji İhtisas Kurulunca verilen raporun yeterli görülmemesi halinde, Adli Tıp Genel Kuruluna gidilmeyip -Güzel Sanatlar Akademisi, Polis Enstitüsü, Mimar S. Üniversitesi’ndeki- grafoloji uzmanlarından kurulu yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği, çünkü Adli Tıp Genel Kurulunda grafoloji uzmanı bulunmadığı–
Tarafların takip etmemesi sonucu önce müracaata kalan sonra da «açılmamış sayılmasına» karar verilen olumsuz tesbit davasında, davalı-alacaklı yararına tazminata hükmedilemeyeceği–
Davalı-alacaklı (lehdar) tarafından üçüncü kişileri ciro edilmiş bu nedenle davalının elinde bulunmayan senetler hakkında da olumsuz tesbit davası açılabileceği–
Taraflar ibralaşmış olsalar bile, kararın infazı sırasında fazla yapılan ödeme için geri alma davası açılabileceği–