Dava konusu bononun keşidecisi olan davacının olay tarihinde sezgin küçük olduğunun ve MK. 16 uyarınca kanuni temsilcisinin rızasının bulunmadığının anlaşılması halinde senedin iptaline karar verilmesi gerekeceği–
İspat yükü kendisine düşmeyen tarafa, mahkemece yemin teklif hakkının hatırlatılması üzerine karşı tarafın icapsız olarak kendisine teklif edilen yemini eda etmesinin hukuki bir sonuç doğurmayacağı–
İİK 72/son hükmünün «özel» ve «mutlak yetki» kuralı olduğu- olumsuz tespit (ve geri alma) davalarının mutlaka «icra takibinin yapıldığı yerde» veya «davalının ikametgahının bulunduğu yerde» açılabileceği (bu gibi yerler dışında «yetki sözleşmesinde belirtilen yerde», «haksız fiilin yapıldığı yerde «hata», «hile»nin, «ikrah»ın, «sahtelik»in yapıldığı yerde açılamayacağı gibi, yetkili mahkemenin HUMK. 10’a (şimdi; HMK. 10'a), BK. 73’e (şimdi; TBK. mad. 89) göre de belirlenemeyeceği)- İİK. 72/son hükmünün, icra takibinden önce ya da sonra açılan tüm olumsuz tespit (ve geri alma) davalarını kapsadığı–
Ehliyetsizlik senedin hükümsüzlüğüne ilişkin ve herkese karşı ileri sürülebilecek def'ílerden olduğundan, mahkemece dava konusu senedin davalı hamil yönünden geçersizliğine karar verilmesinde sakınca bulunmadığı–
Davacının iddia ettiği maddi olayların yer ve zaman bakımından ayrıntılı biçimde tesbiti ve bu iddia ve tesbite karşı da davalının savunmasının alınması ve böylece taraflar arasındaki ilişki ve fiili durumun açıklığa kavuşturulabilmesi (senedin düzenlenme nedeninin öğrenilmesi) için mahkemece tarafların isticvabı yoluna gidilmesi (HUMK. mad. 230 vd.; şimdi HMK. mad. 169 vd.) gerekeceği–
Olumsuz tesbit davasının davalı-alacaklı lehine sonuçlanması halinde, daha önce «icra takibinin durdurulması» ya da «»icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi» konusunda verilmiş olan ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkacağı, bu nedenle mahkemenin «tedbirin hüküm kesinleşinceye kadar devamına» ya da «davalı alacaklı tarafından alacak miktarı kadar teminat mektubu verildiği takdirde, icraya yatırılan paranın alacaklıya verilmesine» şeklinde karar veremeyeceği–
«Kefaletten kurtulma haklarından önceden vazgeçmenin geçerli olmayacağına» ilişkin BK’nun 493. ve 494. (şimdi; TBK.'nun 600 ve 601.) madde hükümlerinin kamu düzeniyle ilgili olmadığı, sözleşmeye konulan hükümlerle bu hakkın kullanılmasından vazgeçilebileceği–
Davalı-alacaklının, 1986 ve öncesi yıllarda, devlet memuru olarak 200.000.000 TL’yı temin edip, davacı şirkete herhangi bir belge almadan vermesinin ve yedi yıl gibi uzun bir süre bunun geri verilmesini istememesinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği–
Dava konusu senetler hakkında ceza mahkemesinde açıldığı bildirilen «sahtecilik suçu» ile ilgili ceza davası sonucunun, olumsuz tesbit davasında bekletici mesele yapılması gerektiği–