Keşideci ile lehtar arasındaki ödeme defilerinin, iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği–
«Bedeli malen alınmıştır kaydını taşıyan bir bono karşılığında gönderilmesi gereken malların gönderilmediğini» iddia eden davacı-borçlunun «malları teslim almadığını, bononun avans olarak düzenlendiğini» kanıtlaması gerektiği–
İpotek akit tablosunun düzenlenme tarihinde akıl hastası olan şizofreni kefilin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
Senet hâmilinin, lehtarın eniştesi olması halinde, iyiniyet iddiasında bulunamayacağı–
"Menfi tespit davasında bu isteği ileri sürmeyen borçlunun haksız icra takibi nedeniyle uğradığı zararı genel hükümlere göre açacağı bağımsız bir davada istemesini engelleyen bir kanun hükmü olmadığı"na dair verilen özel daire kararına uyulmasına gerektiği-
Kesinleşen beraate ilişkin ceza mahkemesi ilamında belirtilen maddi olayların hukuk hekimini de bağlayacağı–
BK. 53 (şimdi; TBK. mad. 74) uyarınca ceza mahkemesince saptanan maddi olgular hukuk hakimini de bağlayacağından, ceza mahkemesindeki davanın olumsuz tespit davasını etkileyeceği durumlarda, ceza mahkemesindeki davanın sonucunun (verilecek kararın kesinleşmesinin) beklenmesi gerekeceği–
Adli Tıp Kurumu Fizik/Grafoloji İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, İİK'nun 72/5 .maddesi hükmüne göre davanın kabulü halinde borçlular yararına tazminata hükmedilmesi için alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olmasının gerektiği, somut olayda icra takibinin davalıların murisi M.K. tarafından başlatıldığı ve davanın da adı geçen aleyhine açılmış olduğu, murisin ölümü ile davanın mirasçılara yöneltilmiş bulunduğu, bu durumda muris takibi nedeniyle mirasçıların kötü niyetli sayılmayacakları gözetilerek davacıların tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Senet arkasında «senedin neyin teminatı olduğu» açıkça belirtilmedikçe «senedin teminat senedi olduğu» şeklindeki yazıların senedin geçerliliğinde etkili olmayacağı–
Kredi sözleşmesinde davalı bankaya faiz oranının tek taraflı olarak arttırma yetkisinin verilebileceği ancak, davalı bankanın faiz oranını MK 2’de düzenlenen dürüstlük kurallarına aykırı düşmeyecek biçimde bu yetkisini kullanmak zorunda olduğu–