Taraflar arasındaki menfi tesbit davasında, davacının senedin aradaki anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu ya da taraflar arasında ilişki bulunmadığı yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlü olması gerekeceği-
Nakden kaydını taşıyan bononun mal bedeli karşılığı düzenlediğini savunarak bonoda gösterilen düzenlenme nedenine aykırı beyanda bulunan davalı alacaklının bu beyanı ile menfi davasındaki ispat külfetinin de davalı-alacaklıya geçeceği-
Tacir olan banka BK’nun 21.maddesinde belirtilen hiffet veya tecrübesizlik hallerine dayanmazsa da müzayaka halinden istifade suretiyle meydana gelen edimler arasında açık bir nisbetsizlik bulunan hallerde akdin feshedilebileceği (Karayalçın, Y.: Ticaret Hukuk 1.Ticari İşletme Ankara 1968 S 221; Başbuğ İ. Borçlar Hukuku İzmir 1977 S.90)- Davalı banka kararlaştırılan faiz oranını kısmen kabul edip ödeme yaptığına göre ödenmeyen kısım yönünden sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirmiş sayılacağı ,davacı hesabına tahakkuk ettirilen gecelik faiz oranlarının, diğer banka ve aracı kurumlar uyguladığı repo, ters repo ve gecelik faiz oranları araştırılarak aşırı olup olmadığının şayet bir nispetsizlik varsa bankanın aşırı oranda gecelik faizlerin uygulandığı dönem içerisinde bulunduğu koşullara göre müzayaka halinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişilerce inceleme yaptırılmasının gerekeceği-
Dava konusu senedin ihdas bölümünde malen ibaresi bulunmasına rağmen alınan borç para karşılığında düzenlendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı durumda, davacı senedin borç para karşılığı lehtar hanesi boş bırakılarak düzenlendiğini ve bedeli ödendiği halde kendisine iade edilmeyip lehtar hanesine davalının ismi yazılarak aleyhine takibe girişildiğini iddia etmiş ise, davacının iddiasını yazılı delille kanıtlamasının gerekeceği-
BK’nun 53.maddesi hükmü uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusur olup olmadığı, ceza hukukunun mesuliyete dair hükmü ve beraat kararı ile bağlı olmayacağı ancak ceza mahkemesince saptanan maddi olguların hukuk hakimini bağlayacağı ve davalının menfi tespit davasında yalan yere yemin ettiği iddiasının ceza mahkemesinde görülen davasında yalan yere yemin etmek sucundan cezalandırılması ve hükmün henüz kesinleşmemiş olması sebebiyle ,mahkumiyet kararının hüküm kurmak için kesinleşmesinin beklenmesinin gerekeceği-
Menfi tespit davası sonunda alınan ilamın esası kesinleşmeden infaz edilemeyeceğinden eklentilerinin de borçludan istenebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerektiği-
Olumsuz (menfi) tesbit davası sonunda verilen kabul ya da red kararlarının kesinleşmeden takip konusu yapılamayacakları–
Davacı yan, çekler nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ederken davalı taraf davacının yapmış olduğu ödemeleri düşmeden takip yaptığını bildirerek karşı dava olarak da menfi tesbit davası açmış olup davacı şirketin alacağına istinaden yapmış olduğu takibe konu vaki itiraz üzerine, açılan itirazın iptali davasında borçlu davalı şirketin yapmış olduğu ödemeleri savunma olarak ileri sürmesi ve buna göre tarafların haklılık durumu belirlenip bir karar verilmesi gerekeceği-
“Çeklerin avans olarak verildiği”nin, davalı alacaklının da kabulünde bulunması halinde, temel ilişkiye girilerek alacak borç durumunun saptanması gerekeceği-