Menfi tespit davasında, davadan önce icra takibine girişilmemiş ise, dava tarihi itibariyle borçlu bulunulmayan miktar varsa belirlenip bu miktar yönünden hüküm kurulması gerekirken mahkemece “davacının davalıya 4.244,814,000.TL borçlu olduğu ve dava tarihinden itibaren bu miktara %156 vade farkı ödenmesi gerektiğine” biçiminde dava tarihinden sonraki dönem yönünden bir hüküm kurulmasının menfi tespit davasının niteliğine uygun düşmeyeceği-
Davaya konu senedin hukuka aykırı bir biçimde ve ihkak-ı hak suretiyle davacının elinden alındığı ceza dosyası ile anlaşıldığından ve bu hak suretiyle davacının elinden alındığı ceza dosyası ile anlaşıldığından ve bu durumda davacının lehtar A. ile aralarında hukuka uygun bir ilişkinin bulunmadığı hususu bu davalıya karşı ileri sürülebileceğinden davalı (lehtar) A. hakkındaki davanın kabulünün gerekeceği, diğer davalı S. senedi ciro yoluyla eline geçiren yetkili hamil olduğundan, sendin davacının elinden hukuka aykırı bir biçimde çıktığının, bu davalının kötüniyetli olduğunun veya ağır kusurunun bulunduğunun davacı tarafından kanıtlanmasının gerekeceğinden bu husus kanıtlanmadığından davalı S. hakkındaki davanın reddinin gerekeceği -
İİK.'nun 72/son maddesinde "menfi tesbit ve istirdat davaları" yönünden öngörülen özel yetki kuralının kamu düzeniyle ilgili olmadığı, bu nedenle de mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği-
Davacının, dava konusu çekin esasında 2/2/2001 tarihinde verildiğini, ancak keşide tarihi olarak 31/07/2001 tarihinin yazıldığını, çekin düzenlenip verildiği tarihte kendisinin kooperatifi temsile yetkili olduğunu, keşide tarihi olarak yazılan günde yetkisinin sona ermiş olmasının kendisini sorumlu kılmayacağını iddia ettiği durumda, çekin ileri tarihli düzenlendiği mahkemenin kabulünde olduğunda, çek tevdi bordrosunun tarihi ile mahkemece konusunda uzman bilirkişilere kooperatif defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak alınacak rapor ve varılacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasında, davalı alacaklının dayandığı karz hukuki ilişkisini yasal delilerle ispat etmesi gerekeceği-
İcra ve İflas Yasasının 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabileceği; ancak borçlunun menfi tesbit davası açmakta korunmaya değer bir hukuki yararının olması gerekeceği-
Taraflar arasında işçi işveren ilişkisi olup, iddia, savunma ve dosya kapsamındaki delillere göre uyuşmazlığın çözümünün iş mahkemesine ait olması gerekeceği-
Hukuki yarar dava şartı olup, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının araştırılmasının gerekeceği, mahkemece davacının davalıya yeni abonelik tesisi için başvuruda bulunup bulunmadığı, bulunmuş ise başvurusunun önceki abonenin borçlarının ödenmesi gerektiğinden bahisle reddedilip reddedilmediği veya önceki abonenin borçları nedeniyle davalının davacıdan herhangi bir talepte bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak hukuki yararın mevcut olup olmadığının saptanmasından sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme neticesi yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülemeyeceği-
Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının incelenmesinde; “icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası sırasında İİK.’ nun 72/3. maddesi gereğince ihtiyati tedbir yoluyla borçlu tarafından icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin olduğu” görüldüğünden, alınan tedbir kararının takibin devamını engellemesinin mümkün olmadığı-
Düzenleme tarihi itibariyle çekte imzası bulunanların kooperatif tüzel kişiliğini temsile yetkili olup olmadıklarının, tescil ve ilan edilen yetki değişikliğinin davalı tarafından bilinmesinin mümkün olup olmadığı hususlarının mahkemece değerlendirilmesinin gerekeceği, mahkemece kooperatifin çekle bağlı olduğu sonucuna varılırsa da TTK’nun 730/5. maddesi yollaması ile aynı yasanın 599. Maddesindeki düzenlemeye göre çekin bedelsizliği iddiasının davalı son hamile karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği hususunda inceleme yapılarak karar verilmesinin gerekeceği-