Sahtelik def'inin mutlak def'i olup herkese karşı ileri sürülebileceği-
Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. BK.’ nun 182/2. maddesinde ise “aksine adet veya sözleşme mevcut değil ise satıcı ile alıcının borçları aynı anda ifa etmekle mükellef oldukları” hükme bağlanmıştır. Bu durumda davacının veresiye satış yönündeki iddiasını kesin delillerle kanıtlaması gerekir. Davalı davacıya teslim ettiği mallara ilişkin fatura ve irsaliye sunmuştur. Mahkemece sunulan belgelerden 1999 tarihli olanlar değerlendirildiği halde 1988 yılına ait fatura ve irsaliyeler değerlendirilmemiştir. Bu durumda mahkemece açıklanan kurallar gözetilerek, 1988 yılına ait belgeler üzerinde durulup inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Senet miktarı gözetildiğinde, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası ile ödeme iddialarının yazılı delille -açılan menfi tespit davasında- ispat edilmesi gerekeceği-
Çek bir ödeme aracı olup mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda “dava konusu çekin akdi ilişkinin teminatı veya avansı olarak verildiğinin kanıtlanması” davacılara ait iken, mahkemece ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde “davacıların çek ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi”nin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı davacının avalist sıfatıyla imzalamış olduğu 09/4/2002 tanzim, 12/11/2002 vade tarihli 29.255 USD bedelli bonodur. Ancak bononun borçluları ile lehtar arasında düzenlenen, davacının katılmadığı tarihsiz protokole göre bu senetten dolayı bakiye 15.555 USD borç kaldığı ve kalan bu borcun da taksitlendirilmiş olduğu anlaşıldığından dava konusu icra takibinde belirtilen bu miktar kadar alacak talebinde bulunulmuş ve avalist davacının borçtan ibra edildiğine yada borcun yenilendiğine dair bir ibare bulunmadığından, takibin protokole değil protokol içeriğinde yer alan ve geçerliliğini yitirmemiş bonoya dayalı olduğundan, bonoda aval veren durumunda olan davacının sorumluluğunun kalkmayacağı-
Davacının devam eden icra takibi içinde sahip olduğu hakları kullanmak yerine, ayrı bir dava ile borcun bittiğinin tespitinde hukuki yararı bulunmadığından, davanın bu nedenle reddedilmesi gerekeceği-
Yasaya uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin kapsamı, sahibi veya halefi aleyhine delil sayılacağından, faturanın davacı defterinde kayıtlı olması satış konusu malın teslim edildiğine karine oluşturacağı-
Menfi tesbit davası açıldıktan sonra borçlu tarafından dava konusu borç için ödeme yapılması halinde menfi tesbit davasının kendiliğinden istirdat (geri alma) davasına dönüşeceği-