Örnek daire maliyet bedelinin genel kurul kararı ile tesbit edilmiş olmadığı, bu itibarla, mahkemece, davacının talebinin olumsuz tesbit içerdiği de kabul edilerek, bu açıdan işin esasına girilip, kooperatif defter ve belgeleri üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılıp, davacının kooperatife ödediği miktar ile örnek dairenin maliyetinin tesbit edilip, bu miktarı aşan ve kooperatif tarafından varlığı iddia edilen borç yönünden ihraç kararı iptal olunan davacının borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı, çeklerin ödeme aracı değil, eski çeklerin yerine (yenileme amacıyla) verildiğini iddia ettiğinden yani “tecdit” iddiasında bulunduğundan, BK. 114(şimdi;TBK 133) uyarınca, davacının bu iddiasını yazılı delillerle kanıtlaması gerekeceği-
Dava açılmadan önce ihtarname tebliğ edilmesi halinde, ihtarname ile verilen sürenin bitiminden itibaren temerrüde düşüldüğü gözetilerek faize hükmedilmesi gerektiği-
Görevsizlik kararları usule ilişkin nihai kararlardan olduğundan harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin kararla birlikte gerekeceği-
Somut olayda davacı hem borçlu olmadığının tespitini hem de davalıdan alacaklı olduğunu belirterek alacak talebinde bulunmuştur. Alacak davalarında tazminata hükmedilemeyeceğinden, sadece menfi tespit davası yüzünden tazminata hükmedilmesi gerekirken alacak talebinin reddi nedeniyle de tazminata hükmedilemeyeceği-
Davacının aval olarak attığı iddia olunan imzanın sahte olması sebebiyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin itirazın takip hukukuna ilişkin olarak kullanılan itiraz hakkını icra hukuk mahkemesinde ileri sürüldüğü halde, İİK’nun 72 maddesinde düzenlenen dava hakkını kullanmak suretiyle genel yetkili mahkemeye başvurmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığından hukuki yarar yokluğundan söz edilemeyeceği-
Tanık anlatımları, ceza dosyası içeriği ve toplanan delillere göre taraflar arasında alacak – borç ilişkisi bulunmadığı ve davaya konu senetle gerçek lehtar – alacaklı sıfatının bulunmadığından, bu senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitinin gerekeceği-
Dava konusu senedin şirketi temsil yetkisi ortadan kalktıktan sonra düzenlendikten sonra yazılı belgenin ibrazı ile TTK’nun 592.maddesi uyarınca tarafların anlaşmaları sonucu bononun lehdar hanesinin boş bırakılarak bir başkasına tevdinin mümkün olduğu, senedin bedelsiz olduğu hususunda ispatlanmasının gerekeceği-
İpoteğin fekki davası HUMK’un 13.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerekeceği, bu yetki kuralının kamu düzenini ilgilendirmesinden kaynaklandığı-
Davaya konu senedin teminat senedi olduğu iddia edilmişse de, senedin teminat senedi olduğuna dair yazılı belge sunulmamakla birlikte davacı yanın dava dilekçesinde sair her türlü yasal kanıtlar demek suretiyle yemin deliline dayandığı gözetilerek karşı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılmasının gerekeceği-