Vakıf şerhine dayanılarak davalı tarafından davacıdan alınan taviz bedelinin istirdadı istemine ilişkin davada, davaya konu taviz bedelinin Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin, anılan Kanunda 5304 sayılı Yasayla yapılan değişiklikten önce dolmuş olması, 5304 sayılı Kanunun 11. maddesindeki değişiklik hükmünün geçmişe etkili şekilde uygulanmasına hukuken olanak bulunmaması, idarenin, hakkın özü ortadan kalktıktan sonra tek taraflı irade ile bu hakkı tesis ettirme yetkisine sahip olmaması sebebiyle iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Zamanaşımı iddiasına dayalı olarak menfi tespit davası açılamayacağı-
Mahkemece imza incelemesi yaptırılmışsa da, tatbik imzaları olarak senedin tanzim tarihinden sonra düzenlenmiş olan belgelerdeki imzaların incelemeye tabi tutulduğu, oysa sağlıklı ve doğru bir sonuca varılabilmesi için imza incelemesi yönünden davalıların tanzim tarihinden önceki tarihlerde düzenlenmiş ve imzalarını ihtiva eden belgelerin kendilerine sorulup ilgili yerlerden celbi ile inceleme yaptırılıp karar verilmesinin gerekeceği-
Asıl borçlu ile birlikte borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek malikine ihbar yapılmadıkça, ipotek borçlusu bakımından borç muaccel hale gelmeyeceğinden, muaccel hale gelmeyen borç için icra takibi yapılamayacağı-
Kambiyo senedi vasfında olmasa dahi davacı şirket yetkilisinin imzasını taşıyan, bankaya ibraz edilerek arkasına ödemeden men talimatı şerhi düşülen belgelerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti için, dava açmakta hukuki yararın bulunduğu-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında illiyet bağı, zarar, kusur ve hukuka aykırılık gibi haksız fiilin unsurlarının gerçekleşmesi yeterli olduğu halde, kendine özgü koşullar içeren menfi tespit davasında borçlu yararına tazminata hükmedilebilmesi için, alacaklının icra takibinde haksız ve kötüniyeti olmasının yeterli olduğu, bu yönü itibarıyla her iki davada tazminata hükmedilebilmesinin koşullarının farklı olduğu-
Hamiline yazılı olan çekin sadece tesliminin yeterli olup, hamilin temel ilişkiyi kanıtlamak zorunda olmadığı-
İcra mahkemesince takibin iptaline karar verilmiş olması, şekli hukuk anlamında bir karar olup, menfi tesbit davası açılmasının, iyiniyet kurallarına aykırı bir durum oluşturmayacağı-
Davanın devamı sırasında, taraflardan birinin ölümü durumunda, mahkemece mirasçılarına duruşma günü bildirilip taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği-