Kural olarak keşideci, lehtara karşı ileri sürebileceği def’ileri iyi niyetli hamile karşı ileri süremez. Ancak TTK’ nun 599. maddesi uyarınca hamilin kötüniyetli olduğunun kanıtlanması halinde bu tür def’ilerin hamile karşı da ileri sürülebilmesi mümkündür. Keşidecinin, kötü niyet iddiasını her türlü delille kanıtlayabilmesi mümkündür. Yerel mahkemenin aksi yöndeki gerekçesinde isabet görülmemiştir. Bu durumda mahkemece dava dilekçesinde tanık deliline de dayanıldığına göre, davacıya davalının kötü niyetli olduğuna dair varsa tanıklarını bildirmesi konusunda süre verilip, toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Senette lehtar ile ilk cirantanın aynı tüzel kişilik olduğunu bilerek, senedi iyiniyetle alan hamilin, takip yapmakta haksızlığı yanında, kötüniyetli olması hali gerçekleşmediği için, kötüniyet tazminatı ödemekle yükümlü tutulamayacağı-
Uyuşmazlık, banka kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kredi Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ nun 44/1. maddesindeki düzenlemeye göre, davanın tüketici mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden, genel mahkeme sıfatıyla yargılama yapılarak hüküm tesisinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıklar ile ilgili açılan menfi tespit davalarında 5464 sayılı Yasanın 44. maddesi gereğince Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu-