Bononun tanzim tarihinde davacı kooperatifi temsile davalı Ö. G.’nin mutlak imzası yanında yönetim kurulu başkan vekili T. Y. veya muasip üyenin herhangi birisinin imzasının gerektiği, senette T. Y.’nin imzayı kendi adına attığı kabul edilir ise kooperatifin bonodan dolayı borçlu olmadığı, T. Y.’nin imzayı kooperatif adına attığı kabul edilir ise bu durumda kooperatifin senetten dolayı sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği, ancak 1163 sayılı yasanın 59/6.maddesine göre yönetim kurulu üyelerinin ortaklık işlemleri dışında kendisi veya başkası namına bizzat veya dolaylı olarak kooperatif ile kooperatifin konusuna göre ticari muamele yapamayacağı için bononun geçersiz olacağı-
BK.’ nun 53. maddesi gereğince ceza mahkemesince belirlenen kusur oranı hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı değilse de, kusurluluğa ilişkin maddi olgular hukuk yargıcı yönünden de bağlayıcıdır. Bu bağlamda, ceza mahkemesince kusurlu bulunup cezalandırılan kişi, hukuk mahkemesinde kusursuz kabul edilemez-
Karşılıklı taahhütleri içeren kira sözleşmesi gereğince kargo hizmet bedelinden doğan alacak için yapılan takibe karşı açılan davada, takipten önce davalının davacıya gönderdiği ihtarnamenin ve dolayısı ile temerrüt tarihinin saptanarak, davacının itiraz dilekçesi de değerlendirilerek,takip tarihi ve davacının son ödemeyi yaptığı tarih itibariyle borcun belirlenerek, sonuç dairesinde karar verilmesinin gerekeceği- Davalı tarafından kira sözleşmesinin bitiminden önce kiralananın terk edilmesine rağmen,davacının bu yeri başka bir firmaya kiralayarak kira geliri elde edildiğine dair iddiasının araştırılması gerekeceği-
Davaya konu bonodaki imzanın davacıların murisine ait olmadığının tespiti “bonodan dolayı mirasçıların borçlu olmadığının tespitine” dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Davaya konu çekin şirkete ait olup, şirketin iki imza ile temsil edilmesine rağmen kaşe üzerinde tek imza olması halinde davacı şirketin çek nedeni ile sorumluluğunun bulunamayacağı-
Mahkemece “grafolog bilirkişinin raporuna göre, çekin ilk tanziminde 13.04.2006 tarihi yazılmışken farklı evsafta kalemle yıl hanesindeki 6 rakamının 7 rakamına tahrifi suretiyle keşide tarihinin 13.04.2007 olarak değiştirildiği, keşidecinin parafını içermeyen bu değişikliğin tahrifat niteliğinde olduğu, süresinde bankaya ibraz edilmeyen çekten dolayı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılamayacağı, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, davalının çeki ciro yoluyla alması nedeniyle tahrifatı bilerek icra takibi yaptığının tespit edilemediği” belirtilerek “davanın kabulüne, tazminat isteminin reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece, TTK’nın 661-maddesine dayanılarak 3 yıllık zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle davacı keşidecinin davalı hamile borçlu olmadığına karar verildiği davada, davalı hamil tarafından davacı aleyhine senede dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılmış, taraflar arasında temel ilişki bulunmadığından uyuşmazlığın TTK’nun 644.maddesinde düzenlenmiş olan sebepsiz iktisap hükümlerine göre davalı hamilin davacı keşideciden talepte bulunabileceği, bu durumda da TTK’nun 661.maddesinin 1.fıkrasında bonolar için öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davalı hamilin davacı keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak icra takibi yapabileceği gözetildiğinde davanın süresinde açıldığı, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Davacı yanca hükmün masraf bakımından düzeltilerek onanması istenmişse de, temyiz dilekçesinin harçlandırılmadığı ve temyiz defterine de kaydedilmediği durumlarda, yasaya uygun bulunmayan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceği-