Davanın, takibe konu çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmaması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu hallerde, çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı def’inin herkese karşı ileri sürülebilen def’ilerden olup somut olayda davalı bankanın iyiniyetli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Bonoyu talil eden, iddiasını kanıtlama yükümlülüğü altına girer (YHGK 17.12.2003 gün, 2003/19-781 E, 2003/768 K. sy. ilamı). Somut olayda, senette borcun sebebi ‘’nakden’’ olarak gösterilmiş olup nakit verildiğine karinedir. Böylelikle davalı davacıya ait nakit borç verdiğini bildirerek bonodaki kaydın doğruluğunu bildirmiş, bonoda yazılı ‘’nakden’’ kelimesini, bir başka anlatımla bononun ihdas nedenini talil etmemiştir. Öte yandan yasada öngörülen zorunlu şekil şartları dışında diğer kısımların boş olarak doldurulup düzenlenmesi mümkün olup, tedavüle çıkarılırken doldurulmuş olması halinde, doldurulan kısımların anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiğinin davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Bu durumda mahkemece “bononun anlaşmaya aykırı düzenlendiği ve borcun bulunmadığı” yolundaki iddiasını ispatının davacı tarafa ait olduğu düşünülmeden, ispat külfetinin davalıya yüklenerek yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Uyuşmazlığın işçi-işveren ilişkisi nedeniyle düzenlenen senetten kaynaklanıyor olması halinde açılacak menfi tespit davasının iş mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
TTK’nun 23.maddesi uyarınca; ayıp durumunun 8 gün içerisinde tespit edilerek satıcıya bildirilmesi gerekeceği bu yükümlülüğün yerine getirilmediği hallerde, menfi tespit istemi koşullarının gerçekleşmiş olacağı-
Çeki ciro eden şirketin gayri faal olmasının çeki geçersiz kılmayacağı, çek niteliğinin devam edeceği, herkesin kendi imzasından sorumlu olduğu, “çekin teminat ve hatır amaçlı olarak dava dışı kişilere verildiği” yönündeki iddianın kanıtlanamadığından, “davanın reddine” dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Kural olarak çekin bir borcun ödenmesini sağlayan havaleden ibaret olması sebebiyle, çekin herhangi bir hukuki ilişki nedeniyle verildiği iddia eden tarafın bu hususu ispat etmekle hükümlü olacağı -
Davacının, senetleri verdiği davalının babası M. A. B.'nin Cumhuriyet Başsavcılığındaki beyanından da anlaşılacağı üzere; "5000 TL'lik senet yönünden alacağın bulunmadığı", diğer 4000 TL'lik senet yönünden ise davacının "ödeme iddiası"nı kanıtlayamadığından, "bu senet yönünden menfi tespit davasının reddi" doğrultusunda verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-