Murisinin su aboneliğinden dolayı borcunun bulunmadığı tespiti istemine ilişkin -murisin tereke borcu ile ilgili- davada, TMK. 702 uyarınca tüm mirasçıların elbirliği ile hareket etmesi gerektiğinden, dava şartının yerine getirilebilmesi adına diğer mirasçıların da davaya muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci tayin edilmesi için davacıya önel verilerek sonucuna göre işlem yapılması ve bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar oluşturulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Zamanaşımına uğrayan bononun yazılı delil başlangıcı niteliğinde olacağı; alacaklının, alacağını tanık dahil her türlü delille ispat edebileceği-
Dava kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibi ile senedin avans olduğu için bedelsizliğinin tespiti istemine ilişkin olup, ispat külfeti davacı yandadır. Çekin davalının ticari kayıtlarında yer almamış olması davalı şirketin alacaklı olmadığı anlamına gelmeyeceği gibi, davalıya alacağını kanıtlama külfeti yüklemez. Öte yandan davalı şirketin, davacı ile ilişkisi olmayan dava dışı 3. bir kişiye aracın devri için vekâletname vermiş olması da araç alımı için sözleşme yapıldığı anlamına gelmez-
Davacının kredi kartı hesabından bilgisi dışında yapılan alışverişlerden dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği davada 4077 sayılı yasanın 23.maddesi gereği uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olacağı-
Dava konusu çeki ciro yolu ile kendisinden önceki dava dışı hamillerden devralan davalı alacaklının, çek üzerindeki imzanın davacı keşideciye ait olmadığını bilerek, iktisap ettiği ve bu nedenle takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu ispat edilemediği halde, mahkemece aksi düşüncelerle İİK.’nun 72/5. maddesi uyarınca, davalı alacaklı aleyhine tazminata karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Uyuşmazlık, icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Bu durumda mahkemece TTK.’ nun 4. maddesi gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
İİK'nun 72. maddesi hükmü gereğince açılmış bulunan menfi tespit davasının devamı sırasında davacı, borcun kısmen ödendiğini bildirerek ödenen miktarın ödeme tarihlerinden işleyen faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ettiği- Bu durumda mahkemece anılan talep ve yasa hükmü gözetilerek istirdadına karar verilen miktara ödeme tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken faiz istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmasının doğru görülmediği-
Kambiyo senetlerinde “imzaların istiklali” ilkesi bulunmaktadır. Başka bir anlatımla beyanlar birbirinden bağımsızdır. Bu nedenle davacı keşideci kendi imzasını inkâr etmediğinden, lehtarın imzasının “sahte olduğuna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz. TTK.’ nun 730/3. maddesi yollaması ile çeklerde uygulanması gereken TTK.’ nun 589. maddesi de sahte imza sebebi ile çekteki diğer imzaların sıhhatine halel gelmeyeceği” hükmünü içermektedir. Bu durumda imzaların istiklali prensibi gereği davacı keşidecinin açtığı davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasında yetkili mahkeme HUMK’ nun 9.vd. hükümlerine göre belirlenir. Somut olayda menfi tespit davası, icra takibinden önce açıldığından ve davalının ikametgâhı da Malatya olduğu anlaşıldığından, yetki itirazının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi ile davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekecektir-