Mahkemece, “tüm dosya kapsamı ve delillere göre, davanın alım-satım akdine dayandığı BK.’ nun 182. maddesi gereğince aksi kararlaştırılmadıkça alım ve satımda satıcı ve alıcının vecibelerinin aynı anda yerine getirilmelerinin esas olduğu, çekin avans olarak verildiği iddiasının kanıtlanamadığı” gerekçesiyle “davanın reddine” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Menfi tespit istemine ilişkin davada, senedin, davacının kardeşinin yurtta kalma ücretine ilişkin düzenlendiği, davacı tarafından imzalandığı, sözleşme hükümlerine göre davacının senette yazılı borç miktarından sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, yurttan ayrılan öğrencinin sözleşme süresi boyunca ve ücretin de tamamından sorumlu olacağına ilişkin sözleşme hükmü, haksız şart mahiyetinde olup, mahkemece, davacının kardeşinin yurttan ayrıldığı tarihten sonra yerine bir başka öğrencinin kaydedilme olasılığı ve süresi araştırılarak bu süreyle orantılı olarak davacının sorumlu tutulması gerekeceği-
Davacı, “borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin terkinini” talep etmiştir. İİK.’ nun 150. maddesine göre icra takibinden sonra ipoteğin iptali(fekki) davası açılması halinde, İİK.’ nun 72. maddesi kıyasen uygulanır. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılabileceğine(İİK. md.72) göre, icra takibinin yapıldığı Adana Mahkemeleri yetkilidir-
Taraflar arasındaki anlaşmazlığın "davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle, delilerin toplanmasına ilişkin arar kararı gereğinin yerin getirilmesinden önce giderilmesi halinde tarifede öngörülen nisbi ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilmesi halinde ise tamamını hükmolunacağı", buna rağmen bu durumda "maktu" vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olacağı-
Bir güven müessesesi olan davalı bankanın vermiş olduğu fek yazısına güvenerek tapuda söz konusu taşınmazı ipotekli olarak satın almış olan davacının ipoteğin fek edilmemesi, bir başka deyişle, bankaca tek taraflı vazgeçilmiş olması nedeniyle işbu davayı açmakta hukuki yararı olduğu gözetilerek ve olayın bu şekilde değerlendirilerek, karar yerinde tartışılıp bir hüküm kurulması gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen şekilde, “davacının fek yazısı gereği tapuda işlem yapmaması ve taşınmazı ipotekli devir alması” gerekçesiyle, yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davalı şirketin , davacıya 89 ihbarnameleri gönderirken borcun kaynağını açıkladığı, borçlu şirketin resmi mercilere bildirdiği adreslerine gidildiğinde bu adreslerde hiçbir zaman bulunmadığının anlaşıldığı, olumsuz durumu kanıtlamanın zorluğu karşısında ve somut olay gözetildiğinde davacıdan şirketi bulmasının beklenemeyeceği, mahkemece kaynağı gösterilmeyen 89 ihbarnameleri nedeniyle davacının borçlu olmadığına karar verilmesinin gerekeceği-
Alacak belirlenmeden ipotek akit tablosuna dayanarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte asıl borçluyla ipotek borçlusunun mecburi dava arkadaşı olduğu-