Davalının yapılan ödemelerin takip konusu borca değil başka bir borca ilişkin olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu, bu hususta bir delil ileri süremediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının takip dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespitine ve asıl alacağın %40'ı oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Davacılar, davadan önce düzenlenen ibraname ile dava konusu borçtan ibra edilmiş olduklarından, daha sonra aynı borç sebebiyle menfi tespit davası açmalarında hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup mahkemece davanın her safhasında re’sen gözetilmesinin gerekeceği-
Delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı yerine getirilmeksizin davalı yanca ilk duruşmada davanın kabul edilmiş olması üzerine yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. Maddesi uyarınca tarife hükümleriyle belirlenen ücretin yarısına karar verilmesi gerekirken mahkemece davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmasının isabetli olmayacağı-
Menfi tespit davasının haciz ihbarnamelerine konu 3. şahsa ait bir alacağın bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, ancak “hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senede müstenit bulunmayan alacak”ın haczedilebileceği, somut olayda henüz davacıya haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden davacının üç adet çek keşide ederek borçlu üçüncü şahsa verdiğinin bilirkişi raporunda belirtildiği, o halde mahkemece bu kanun hükmünün somut olaya uygulanabilirliği araştırılıp, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tesbit davası-
TTK’nun 688/7.maddesine göre bonoda tanzim edenin imzasının bulunması zorunlu olup, aynı Kanunun 689.maddesine göre imzayı ihtiva etmeyen bir senet bono sayılamaz. Yine TTK’nun 668.maddesine göre imza yerine mekanik herhangi bir vasıta veya el ile yapılan yahut tasdik edilmiş olan bir işaret veya resmi bir şahadetnamenin kullanılamayacağı-
Mahkemece, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp davacının ibraz ettiği ödeme makbuzları da teker teker değerlendirilerek gerektiğinde kooperatif kayıtları da getirtilip üzerinde inceleme yapılarak ve yapılacak incelemede ödeme makbuzlarının vade tarihlerine değil tanzim tarihlerine göre değerlendirilmesi, kooperatifin aksi yönde savunması olması halinde bu yön üzerinde de durulması gerekeceği, ayrıca 1858 numaralı senedin takip talebinde yer almadığı halde hükümde de gözetilmesi doğru olmadığından bu hususun nazara alınması, icra takibi hem anapara hem faiz gözetilerek yapıldığından reddedilen senetlere ilişkin anapara ve faizin de ayrı ayrı değerlendirilmesi ve bu arada BK 84 maddesinin de nazara alınması gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tesbit davası-
TTK'nun 688'inci maddesinde bono da bulunması gereken unsurların tahdidi olarak gösterildiği, vade tarihinin de bu unsurlar içinde olduğu ancak TTK'nun 689/2. maddesine göre vade tarihinin bonoda bulunması gereken zorunlu unsurlardan olmadığı, vade tarihi bulunmayan bononun görüldüğünde ödenmesi gereken senet sayılması gerektiği, bonoda “ bedeli nakden arz olunmuştur” ibaresinin bulunduğu, bonodaki imzasını inkar etmeyen davacının bononun bedelsiz olduğunu yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğu, davacı aleyhine yapılan mükerrer bir takibin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Çek üzerinde ciranta sıfatıyla imzası bulunmayana husumet yöneltilemeyeceği gözetilmeden anılan bu davalı hakkında yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin doğru görülmeyeceği-