Hisse devrine karşılık verildiğini ve hisse devrinin gerçekleşmediğini bilen davalının, bedelsiz kalan çeki bile bile davacının zararına kötü niyetle iktisap ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verileceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Davalı Bankanın gösterilen ipotek karşılığında anılan şahsa kredi sağladığını, davacının, ismi farklı olsa da aynı kişiye güvenerek dairesini ipotek ettirdiği, şimdi ise davacı, bu şahsın kimliğinin başka çıktığını ileri sürerek kredi sözleşmesinin ve ipoteğin geçersiz olduğunu ileri sürmesinin MK' nun 2. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalının annesinin maddi durumu ve tanık ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla kendisi ihtiyaç halinde iken borç verebilmesinin, senette oğlu davalının lehtar olarak isminin yazdırmasının, davalının, 2005 yılında yapılan senetten, üstelik lehtar olduğu halde yeni haberdar olmuş gibi ifade vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı tanıklarının beyanlarının samimi olmadığı, davacının iddiasında samimi olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davalının adresinin dava dilekçesinde Babaeski olarak yazılması ve dosya kapsamına göre, kooperatif merkezinin Babaeski olduğunun anlaşıldığı, bu hususta taraflar arasında ihtilaf olmadığı gerekçesiyle HUMK'nun 17. maddesi uyarınca mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın Babaeski Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile takip konusu alacağa esas senedin müvekkiline iade edildiğini bildirdiği, alacaklı vekili tarafından icra müdürlüğüne hitaben düzenlenen 21/05/2007 tarihli dilekçe ile de açıkça dosyadaki alacaktan avukatlık ücreti ve icra masrafları tahsil edilerek fazlaya ilişkin haklarından feragat edildiği ve borçluların bu şekilde ibra edildiğinin belirtildiği, feragatten rücu mümkün olmadığından davacı aleyhine yeniden takip yapılamayacağı, davalının feragate rağmen haksız ve kötü niyetli olarak davacı aleyhine yeniden takibe başlaması nedeniyle davalı aleyhine tazminata hükmedilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Taraflar arasındaki menfi tespit, tapu iptali ve tescil, tazminat davası-
Finansal Kiralama, Factoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 22/2. maddesi gereğince factoring şirketlerinin kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları, satın alamayacakları veya tahsilini üstlenemeyecekleri, bu bağlamda davacının şahsi def'ilerini davalı factoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacının dava konusu senet nedeniyle imzaya itirazla icra hukuk mahkemesine açtığı davada 13.01.2009 tarihli dilekçesi ile borcu ve imzayı kabul ettiğine dair beyanda bulunduğu, bu beyanı karşısında takip konusu borcu üstlenip, kabul ettiğinin değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle de artık diğer iddialarının sonuca etkisi olmayacağı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-