Davanın, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılmasına rağmen görevsizlik kararı üzerine dosyanın tevzi edildiği tarihi dava tarihi kabul eden raporun hükme esas alınarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Senedin davacılarca, bedel hanesi boş olarak düzenlenip davalıya verildiği, başka bir deyişle, senedin bedel hanesinin düzenleme tarihinde değil sonradan doldurulduğu tarafların kabulünde olduğundan, İlk Derece Mahkemesince başkaca hiç bir değerlendirme yapılmaksızın senet bedelinin düzenleme tarihine göre belirlenmesinin ve salt bu gerekçeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Davalı cevap dilekçesinde; senedin düzenlendiği tarihte davacılara 60 adet cumhuriyet altını verdiğini senedin bu nedenle düzenlendiği savunmuş, davacılar vekili ise replik dilekçesinde, davalının savunmasının gerçeği yansıtmadığını, senedin düzenlendiği tarihte davalının müvekkillerine iki adet çeyrek altın verdiğini, senedin verilen bu iki adet çeyrek altın sebebiyle düzenlendiğini ileri sürdüğünden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, davacıların davaya konu senedin iki adet çeyrek altın karşılığında düzenlendiğini ikrar ettikleri gözetilerek 2 adet çeyrek altının keşide tarihindeki değerinin belirlenmesi ve bu şekilde belirlenecek değeri aşan kısım için menfi tespit hükmü kurulması gerekeceği-
Dava, davacının bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir...
Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, kira sözleşmesi uyarınca ödendiği iddia edilen hava parasının tahsili istemiyle başlatılan takip nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir...
İbranın neye karşılık verildiği hususunun açıklanamaması, ibranın davacı tarafın borçtan haberi olduktan sonra yapılması karşısında ve davalı tarafın delil olarak dayandığı dilekçede ibradan kısa bir süre önce davacı tarafın, borçluya karşı kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerinin halen devam ettiği yönündeki beyanı da dikkate alındığında, söz konusu ibranın hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu, ibra işleminin muvazaalı olduğu vicdani kanaatinin oluştuğu gerekçesiyle menfi tespit davasının reddine karar verileceği-
Uyuşmazlık; dava dışı sigortalı adına düzenlenen reçetelerin arkasındaki imzaların, sigortalı ya da yakınına ait olmadığının tespit edilmesi nedeniyle uygulanan cezai şart ve reçete bedeli kesintisi işlemlerinden borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemi- Gerek bedelsiz iade edilen çeklerin yerine yeni çekler alındığı, gerekse davalının belirttiği faturaların davacıya teslim edildiğine dair ispat yükünün davalıda olduğu- Mahkemece ispat yükünün davalıda olduğu dikkate alınarak avans verilen çekler nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı ve istirdatı gereken bir meblağın bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Mahkemece davalı şirketlerin dava konusu sözleşme ile bağlı olduğu gözetilmeksizin ve dahi davalı .............. şirketi hakkında davanın reddi gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi doğru olmadığı gibi davalılar ile davacı arasındaki sözleşmenin gereğinin yerine getirilip getirilmediğinin denetlenmemesinin hatalı olduğu- 6102 sayılı Kanun'un 687 nci maddesinin birinci fıkrasında "Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun." hükmü yazılı olmakla somut olaydaki kabule göre; davalı ............ şirketinin diğer davalı ile davacı arasındaki sözleşme ilişkisini bilerek anılan çekleri aldığı gözetilerek iktisapta kötü niyetli olup olmadığı bakımından değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesinin doğru olmadığı-
Senedin davacıya zorla imzalatıldığına dair kanaat oluşturacak şekilde dosyada herhangi bir bilgi ve yazılı belge bulunmadığı, ikrah iddiası tanıkla ispatlanabilir ise de, dinlenen bir kısım tanık beyanlarından, ispat yükü kendisinde olan davacının söz konusu senedin zorla imzalatıldığı hususunu ispatlayamadığı, mahkemece davanın reddi yönünde verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-