İcra Hukuk Mahkemesince icra takibinin iptaline karar verilmiş olup artık davalılar tarafından alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olarak devam eden bir icra takibi bulunmadığından, menfi tespit davasında davacı-borçlu aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK’nın 72/6 maddesine göre, borçlunun, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış olması ve borcun da ödenmiş olması halinde, davaya istirdat davası olarak devam edilebilmesi gerekeceği-
Davacı kooperatifin ortaklarına ilişkin kayıtların Ticaret Sicili Müdürlüğünde bulunup bulunmadığı sorularak, davalının istifasının kooperatifçe benimsenip benimsenmediği, benimsenmiş ise istifasının hangi tarihte gerçekleştiği belirlenerek, 1163 sayılı Kanunun 17. maddesine göre ayrılmanın gerçekleştiği yıl bilançosuna göre hesaplanacak çıkma payı alacağının takip tarihinde muaccel olup olmadığı ve davalının ne kadar çıkma payı alacağı bulunduğu belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Zamanaşımına uğrayan bonolar yönünden kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiş olacağından bonolarda gösterilen vade tarihinden itibaren faiz istenemez. Faizin başlangıcı yönünden takip tarihinden önce BK 101.maddesi çerçevesinde temerrüde düşürüldüğü kanıtlanmadıkça temerrüdün takiple gerçekleştiğinin ve ancak takip tarihinden sonrası için faiz istenebileceğinin kabulü gerekir. Takip tarihinden ödeme tarihine kadar ise yabancı para alacaklarına uygulanması gereken 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre faiz hesabı yapılarak fazla ödeme bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra varsa fazla ödemenin yapıldığı tarihten itibaren talep de gözetilerek faizi ile istirdatına karar verilmesi gerekeceği-
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı içtihadı birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında akdedilen 04.09.2009 tarihli protokollere göre şartlı olarak davaya konu senedin düzenlendiği tarafların bilerek ve isteyerek yaptıkları sözleşmenin sonuçlarına katlanmaları gerektiği, aynı niyetle yaptıkları sözleşmede kötüniyetin iddia edilemeyeceği davalının senedi başlangıçtan itibaren hileli olarak düzenlenmesini sağladığı, hususunun ispatlanamadığı, senedin teminat senedi olduğu ve teminat senedi niteliğinin devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
B.K. 156. maddesine göre akitten cayan davacının kaporayı talep edemeyeceği, davalı M. Akyar’ın ise zararını belgelendiremediğinden senedi iade etmesi gerektiği gerekçeleriyle, davanın davalı İ. Oruç yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı M. Akyar yönünden ise davanın kısmen kabulüne, icra takip dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Dava açıldıktan sonra icra takibinden feragatın gerçekleşmiş olmasına, dava açılmasında davacının hukuki yararının bulunmasına göre yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekeceği-