Taraflar arasındaki satım akdi feshedilmiş olduğundan herkesin aldığını iade ile yükümlü olduğu, senedin dayanağı olan hukuki ilişkinin hükümsüz kalması dolayısıyla senedin de hükümsüz hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulü ile icra takibine konu senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
HUMK’ un m.409/4 (HMK m.150/4) hükmü uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın üç ay içinde yenilenmesi mümkün olduğu, hâkimin, tarafların talep sonucu ile bağlı olduğu (HMK m.26; HUMK m.74) gibi, davacının usuli talepte bulunabilmesi için hukuki yararının bulunmasının (HMK m.114,I/h) şart olduğu, davacının herhangi bir şekilde çek borçlusu olmadığı çeklerden dolayı da hakkında menfi tespit hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
Menfi tespit davasında davanın kabulü halinde icra takibinin ayrıca iptaline karar verilmesi gerekmediğinden mahkemece takibin iptali istemini ayrı bir dava gibi nitelendirerek görevsizlik kararı verilmeyeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
B.K.’nun 53. Maddesi gereğince, ceza mahkemesinden verilen beraat kararları hukuk hakimini bağlamaz ise de maddi olgunun saptanmasına ilişkin ceza mahkemesi kararları hukuk hakimini bağlar. Bu durumda, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenerek tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülemeyeceği-
Takip konusu senedin hangi ilişkinin teminatı olduğunun davacı tarafından yazılı belge ile ispat edilmediği, davacının yemin teklif etme hakkından vazgeçtiğinden, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK’nın 68/a hükmünde HUMK’un 309,I’e atıf yoktur. Bu nedenle icra mahkemesinde alınan rapora göre genel mahkemede açılan menfi tespit davasında karar verilemez. Adli Tıp Kurumu dışında konusunda uzman başka bir kurum veya kuruluştan yeniden bilirkişi raporu alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu ihtilafın 4077 sayılı Kanun kapsamına girdiği, anılan Kanunun 23. maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Benimsenen Adli Tıp raporu doğrultusunda, davaya konu senedin 2,000 TL bedelli iken tahrifatla “1” rakamı eklenerek 12.000 TL bedelli hale getirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 25.09.2009 vade tarihli 12000 TL bedelli senedin 10.000 TL'lik kısmından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, %40 icra inkar tazminatı olan 4.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Dosya üzerinden ön inceleme duruşması açılmadan davanın kabulüne karar verilmiş ise de, öncelikle davacının cevaba cevap dilekçesinin davalıya tebliği ile cevap süresi beklendikten sonra ön inceleme duruşması açılarak HMK 312/2 madde ve fıkrasında belirtilen şartların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre yargılama giderleri yönünden bir karar verilmesi gerektiği-