Davacının menfi tespit ve istirdat davasında, ciro imzasının sahteliği iddiasına dayandığı, HMK'nun 209. maddesindeki; "Bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. Maddi vakıları ileri sürmek taraflara hukuki nitelendirme yapmak hakimin ödevidir." hükmüne uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, gerekçe gösterilmeden tedbir talebinin reddinin doğru görülmediği-
Menfi tespit davası zamanaşımını keseceği ve kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımı işlemeyeceği-
Faktoring şirketlerinin ancak alacağı temlik alabilecekleri, bu durumda davacı keşidecinin lehtara karşı ileri sürebileceği şahsi def’ileri TTK’nun 599. Maddesine göre davalı faktoring şirketlerine karşı da ileri sürebileceği-
Davacı kooperatifin 18.04.2004 tarihinde yapılan genel kurulundan kooperatifi 3 yıllığına müşterek imza ile temsil yetkisi verildiği bononun tanzim tarihi olan 15.09.2007 tarihinde yeni genel kurulun henüz yapılmadığı, bonoyu imzalayan A. Gul’ün tek başına yetkili olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, ödeme iddiası ile ilgili olarak dosyaya bir takım ödeme belgeleri ibraz etmiştir. Davacı yanca sunulan bu ödeme belgelerinin tarihinin dava konusu bonoların ödeme tarihlerinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili cevabında, yapılan ödemelerin başka alacaklarına mahsuben yapıldığını savunmuştur. Hal böyle olunca mahkemece ispat külfetinin davalı yanda olduğu gözetilmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde karar verilmesinin doğru görülemeyeceği-
Dava konusu senedin nakden kaydını taşıdığı, davacının senedin mal karşılığı düzenlendiği hususunu yazılı delillerle kanıtlayamadığı, hatırlatılması üzerine davacı yanca teklif edilen yeminin davalı tarafça eda edildiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Davalı, davacının dava konusu bononun tanzim tarihinden önceki belgelerde tatbik imzaları ile ilgili yeterli araştırma yapılmadığını savunmuştur. Bu durumda mahkemece bononun tanzim tarihinden önceki tarihler itibariyle davacının imzasını taşıyan daha fazla tatbike elverişli belge araştırılıp toplanarak imza tatbikatı yönünden bilirkişi incelemesi yapılarak deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekeceği-
Bonolarda herhangi bir ihdas nedeni bulunmadığından, davacının bonoların bedelsiz olduğunu HUMK 290 (HMK 201) maddesi uyarınca yazılı delille ispatlaması gerekeceği, davalı ise bonoların son hamili olduğundan, davalıya karşı, TTK’ nun 599. Maddesi uyarınca öncelikle bonoların bedelsiz olduğunun ispatlanmasının, sonra da davalının kötüniyetli hamil olduğunun ispatlanmasının gerekeceği-
Adli Tıp Kurumu raporuna göre takip konusu bonodaki borçlu imzasının davacıya ait olmadığı, davacının tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle takibe konu bono nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-