Davacı yanca TTK'nun 25/3.maddesi kapsamında süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi davanın da TTK'nun 25/4.maddesi uyarınca yasal süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun borcu olmadığını kanıtlamak için açtığı olumsuz tespit davası sonunda alınan ilamın(davacının davalı alacaklıya borçlu olmadığını) hükme bağlayan bölümü bir tespit niteliğinde olduğundan, ayrıca takip konusu yapılamaz. Ancak, alınan ilamın borçlu yararına hükmedilen yargılama giderleri ve tazminata ilişkin bölümü ise ilamda yazılı miktarın davalıdan alınmasına ilişkin bir tahsil(eda) hükmü niteliğindedir. Bu sebeple ilamlı takibe konu yapılması mümkündür. Ancak; İİK’ nun 72/5. maddesinde işin esası ile ilgili olarak icranın kısmen veya tamamen eski hale iadesi ilamın kesinleşmesine bağlı olup, tazminat ve giderler esasa ilişkin hükmün eklentileridir. İlamın esası kesinleşmeden infaz edilemeyeceğine göre, eklentilerin de borçludan istenebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekeceği-
Borçlu İİK’nun 72/3. madde koşullarında menfi tespit davası açması halinde alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi istenebileceği- Borçlu, mahkemece tayin edilen % 15 teminattan ayrı olarak icra müdürlüğüne talep anına kadar icra dosyasında ferileri ile birlikte hesaplanan dosya borcunun tamamını karşılar ve her an paraya çevrilebilir muteber kesin banka teminat mektubu vermesi halinde alacaklı tarafından takibe devam edilemeyeceği-
Borçlunun İİK’nun 72/3. madde koşullarında menfi tespit davası açması halinde alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebileceği-Borçlunun, mahkemece tayin edilen % 15 teminattan ayrı olarak icra müdürlüğüne talep anına kadar icra dosyasında ferileri ile birlikte hesaplanan dosya borcunun tamamını karşılaması ve her an paraya çevrilebilir muteber kesin banka teminat mektubu vermesi halinde alacaklı tarafından takibe devam edilemeyeceği-
Alınan bilirkişi raporu ile takibe konu çekler üzerinden davacı adına ciranta sıfatı ile konulan imzaların çeklerin keşide tarihindeki davacı şirket temsilcisinin elinden çıkmadığının anlaşıldığı, davacı vekilinin diğer davalı hakkındaki davayı takipten vazgeçtiğini beyan ettiği gerekçesiyle davalı Finansbank hakkındaki davanın kabulüne, takibe konu çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, diğer davalı hakkındaki davanın açılmış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Bonoda tahrifat yapılan tutar kadar borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafın itirazları doğrultusunda üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış ise de taleple bağlılık ve önceki rapora davalı tarafça itiraz edilmemesi nedeniyle davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle alınan ilk rapor doğrultusunda menfi tespit davasının kısmen kabulü gerekeceği-
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca, delillerin toplanmasına ilişkin ara karar gereğinin yerine getirilmesinden önce dava kabul edilirse tarife hükümleriyle belirlenen ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra dava kabul edilirse tamamına hükmolunur. Davalı vekilinin zapta geçen ve imzadan imtina ettiği kabul beyanı ise, delillerin toplanmasına ilişkin ara karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra olup karar celsesindedir. Bu durumda davacılar lehine tarife hükümlerine göre belirlenecek nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekeceği-
Davalı vekiline kararın tebliğ edildiğine ilişkin belgeye dosyada rastlanılmadığından, dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesinin gerekeceği-
Davacının davasını geri aldığı davalılar vekillerinin davacı tarafın davasını geri almasına bir diyeceklerinin olmadığını beyan ettikleri gerekçesiyle davanın vazgeçme nedeniyle reddine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 19.ve 7. maddeleri gözetilerek davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde karar verilmesi gerekeceği-