Davaya konu çek üzerindeki keşideci sıfatı ile atılan imzanın davacı şirket temsilcisine ait olup olmadığı yönünden anılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacı şirket temsilcisi tarafından dava ve takibe konu çekin imzalandığı gözetilerek, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu itibari ile yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu bononun keşide tarihinde davacının kulüp yöneticisi olmadığı ve bonodan şahsen sorumlu bulunduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Hükmü temyiz eden davalı vekili temyiz yoluna başvurma harcı ile maktu temyiz harcını yatırmış ise de, nispi temyiz harcı yatırılmadığından, bu harç ödenmedikçe müteakip işlem olan temyiz incelemesine başlanamayacağından dosyanın yerel mahkemesi geri çevrilmesi gerekeceği-
Dava konusu senet hakkında nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçundan ceza davası açıldığı ve henüz ceza davasında verilen kararın kesinleşmediği dosya içeriğinden anlaşıldığından,mahkemece BK. 53. Madde hükmü gözetilerek ceza davasında verilen kararın kesinleşmesi beklenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının satış vekaleti verilmesi sırasında, daire üzerinde ipoteğin mevcut olduğu, bu ipotek bedelini davalı ve teminat senedi alacaklısının ödediğine ilişkin bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulamadığı, eski malik ve kredi borçlusunun bankaya olan kredi borcunu .... tarihinde erken ödemede bulunarak kapattığından davacının davasının kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
Duruşma tutanağında yazmayan bir tarihte duruşma yapılarak hüküm kurulmasının doğru görülemeyeceği-
İcra takibinin Çivril’de yapılıp, davalının ikametgâhının da Çivril'de olduğu gerekçesiyle Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisizliğine karar verilmesi gerekeceği-
İmzanın sahteliğini davalının bilebilecek durumda olduğu gerekçeleriyle dava konusu bonolardan davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibe konu edilen bono yönünden koşulları oluştuğundan davacı yararına % 40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, hatırlatılan yemin teklif hakkını da kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmaması gerekeceği, çelişkili halin, HUMK.nun 381/2. (HMK m.298/2) maddesine aykırılık teşkil edeceği ve 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekeceği-