Davalı kooperatifin alacağı davacıdan değil, yetkilisinden istediği, önceki yönetim tarafından sabit fiyat garantisi verilmesinin hukuken geçersiz olduğu ve davalı kooperatifi bağlamadığı, davacı şirkete verilecek daireler sebebiyle kooperatif üyesi olan yetkilinin diğer üyeler gibi payına düşen aidat ve maliyet hesabını ödemesi gerektiği, kooperatifin üyeliğe kabul ettiği şahıslara karşı daire verme yükümlülüğünün devam ettiği, ayrıca davacıya daire verme yükümlülüğünün olmadığı-
Mahkemece, davacı her ne kadar davaya konu kredi borcunu o dönemde kooperatif müdürü olarak görev yapan kişiye ödediğini ve borcunun bulunmadığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispatlar mahiyette kesin delil niteliğinde yazılı belge ibraz edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Bononun, sözleşmede kararlaştırılan edimlerin teminatı olarak davacı tarafından verildiği anlaşıldığına göre davalı yanın bononun hangi sözleşmenin teminatı olarak verildiğini yöntemine uygun şekilde kanıtlamasının, bundan sonrada 2005 yılındaki sözleşmede belirlenen edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin, 29.09.1998 tarihli davacı ve davalı arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin hükümleri de göz önüne alınarak belirlenmesinin gerekeceği-
"Davanın zamanaşımı yönünden reddine" ilişkin verilen kararda, davanın esası da incelenerek bu yönde bir karar verildiğinden, davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi kapsamında belirlenen nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İİK’nun 89.kapsamında davacıya maaş haczine yönelik olduğu açıkça anlaşılan şeklide haciz ihbarnamesi gönderilmesinin İİK. 355 ve 356. Maddelerine uygun olmadığı, 3.haciz ihbarnamesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, zira şikayet yolu ile ilk iki ihbarnamenin iptali yolunun kapandığı, üçüncü kişinin davacı şirkette herhangi bir alacağının bulunmadığı, menfi tespit davası açılmasına 1. Ve 2. Haciz ihbarnamesine itiraz etmemek suretiyle davacının kendi kusuruyla sebebiyet verdiğinden kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle mahkemece davanın kabulü ile 3.haciz ihbarnamesinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Uyuşmazlığın işçi-işveren ilişkisi nedeniyle düzenlenen senetten kaynaklanıyor olması halinde açılacak menfi tespit davasının iş mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Müşteki borçluların dayandığı tüketici mahkemesince verilen tedbir kararının, ödemelerin durdurulması niteliğinde olduğu, bu kararın icra takibi yapılmasına mani olmayacağı-