Davanın İİK. 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup, takibe dayanak yapılan senedin işçi işveren ilişkisi sırasında alınan bir senet olduğu iddiası gözetilerek, uyuşmazlığın davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesinde iş mahkemesi sıfatıyla çözümlenmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle önce tefrik kararı verilip daha sonra da icra hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davaya konu senedin ihdas nedeni bölümünde nakden ibaresi bulunduğu halde, davacılarca bu senedin kiralamaya konu aracın teminatı olarak verildiği iddia olunduğundan çift taraflı talil olgusu gerçekleşmiş olduğu; çift taraflı talil halinde ispat yükü yer değiştirmeyeceği, bu durumda mahkemece ispat yükünün davacılarda olduğunun gözetilmesi gerekeceği-
Bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısı ile hâkimin kendiliğinden (re'sen) göz önünde bulundurulması gereken sebeplerden olmaması halinde taraflar veya vekilleri, bozma kararına uyulmasını istemişlerse, artık mahkemenin önceki kararda direnemeyeceği-
Uyuşmazlığa konu kredi, tüketici kredisi niteliğinde olmadığından uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa kapsamında kalmadığı; bu duruma göre uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevinde olduğu-
Menfi tespit davasında, dosyaya sunulan ibraname icra takibinden sonra verilmiş olup, davalının takibinde kötü niyetli olduğunu somut olay bakımından kabulünü gerektiren delillerin neler olduğu karar yerinde gösterilmeden davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerekeceği-
Menfi tespit davasında, davacı dava dilekçesinde “her türlü yasal deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan mahkemece, davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılması gerekeceği-
Davacı ile davalı Yamaç..Ltd. Şti. arasında imzalanan Fesih Sözleşmesinde dava konusu iki adet çekin 22.08.2012 tarihine kadar satıcı davalı Yamaç..ltd. Şti. tarafından davacı -alıcıya teslim edileceği kararlaştırıldığı halde dava açıldıktan sonra bu çekler iade olduğuna göre davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği, bu durumda davalı şirketin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının gerekeceği-
İİK 89/3. maddesinde belirtildiği üzere menfi tespit davası için öngörülen onbeş günlük hak düşürücü sürenin üçüncü haciz ihbarının davacı şirkete tebliğinden itibaren başlayacağı gözetilmeksizin yasa maddesinin yorumunda yanılgıya düşülerek ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren menfi tespit davası açılması için yasal sürenin başlatılmış olmasının isabetsiz olduğu-
Menfi tespit davası sonunda, davalının davacı aleyhinde yaptığı icra takibinden sonra, taraflar arasında karşılıklı “Sulh ve İbraname” başlıklı sözleşme yapıldığı, davalının, dava açıldıktan sonra icra takibinden feragat etmesi nedeniyle somut olayın özelliğine göre davalının icra takibinde kötü niyetli kabul edilemeyeceği ve bu durumda davalının haksız ve kötüniyet takip tazminatı ile sorumlu tutulmaması gerekeceği-
Kambiyo senedine karşı borçlu olmadığına dair iddiada bulunanın ispat külfetinin davacıda olduğu,davalının imzası bulunmayan protokolün yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği ve mahkemece tanık deliline başvurulamayacağı-