Mahkemece davalı alacaklı vekilinin takipten vazgeçmiş olmasının alacaktan vazgeçme anlamına gelmeyeceği gözetilmeksizin davacının talepleri yönünden işin esasına girilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olup HUMK.nun 381/2. (HMK m.298/2) maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, kararın bozulması gerekeceği-
Dava, İİK'nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup, mahkemece HUMK'nun 74. maddesi de gözetilerek taleple bağlılık kuralı çerçevesinde davacının borçlu bulunmadığı miktar tespit edilerek hüküm altına alınması gerekeceği-
B.K.nun 53. (6098 sayılı TBK.nun 74.) maddesi hükmüne göre ceza mahkemesince saptanan maddi olgular hukuk hakimini de bağlayacağından anılan ceza davasının sonucunun beklenerek, sonucuna göre açılan menfi tespit davasında hüküm kurulması gerekeceği-
Dosya içerisinde bulunan bononun incelenmesinde “İ. Y.'den aldım” ibaresinin yazılı bulunduğu görülmekte olduğu ve bu ibare bononun kambiyo senedi vasfını yitirmesini gerektirmeyeceği için, mahkemece açıklanan bu kurala uygun olmayan bir şekilde menfi tespit davasının kabulüne karar verilmemesi gerekeceği-
Takibe konu bono nedeniyle ve kredi kullandırması sözkonusu olmadığından dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, HMK'nun 109/2 maddesi uyarınca, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı-
Ceza mahkemesince saptanan maddi olgular hukuk hakimini de bağlayacağından ceza davasının sonucunun beklenerek açılan menfi tespit davası hakkında bir hüküm kurulması gerekeceği-
Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda (davanın reddine) denildiği halde, gerekçeli kararda (davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, davacının 01/08/2006 keşide tarihli senedin 5.000 TL.'sinden borçlu olmadığının tesbitine, geriye kalan 17.070 TL.' sinden dolayı borçlu olduğunun tespitine) denilmiş ve böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olduğu-
Menfi tespit davasında yargılama sonunda kurulacak hükmün, borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olması gerekeceği; borç miktarı belirlenerek olumlu tespit davası şeklinde hüküm kurulamayacağı-
Davacının keşidecisi, davalının lehtarı, diğer davalının hamil olduğu icra takibine konu .... TL. bedelli senetteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit istemine ilişkin davada, HMK'nın 211. maddesi gereği senet tanzim tarihinden öncesine ait davacının imzasının bulunduğu mukayese belgelerinin toplanarak senetteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-