Menfi tespit, takas, tasarrufun iptali, tapu iptali ve tescil davası- tapu iptal ve tescil davası bakımından; tescilin yolsuz olduğu tartışmasız olduğu sabit olduğundan son kayıt maliki davalının Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı, yani iyiniyetli olup olmadığı, diğer davalı ile el ve işbirliği içerisinde olup olmadığı konusunda araştırma ve soruşturmanın eksiksiz tamamlanması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Davacı tarafından davalı aleyhine icra takibine konu edilen 15.000.-TL bedelli senet mahsup edilerek davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de, davalının bu senedi, eşinin hasta olması nedeniyle satmış olduğu dairede oturmalarına davacının izin vermesi yönündeki anlaşmaya göre, daire satışından kaynaklanan alacağı (11.700 Euro bedelli senedi) ödendikten sonra daireyi boşaltacağının kararlaştırıldığını ve dairenin teslim edileceğine ilişkin teminat olarak davacının elinde bulunan senedin verildiği savunulmuş ve bu savunma üzerinde hiç durulmamış olduğu, menfi tespit davasında davalının davacıya verdiği senedin sebebine ilişkin savunması üzerinde durulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlar Kanununun 28/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşmenin bağlayıcı sayılamayacağı, öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceğinden, somut olayda davacı, hile hukuksal nedenine bağlı olarak, tanık deliline de dayanmış olup mahkemece tanıkların dinlenilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasına konu çekin ön yüzüne keşideci dışında başka bir şahsın daha imza attığı, çekin ön yüzüne atılan her imzanın aval hükmünde olduğu, bu imzanın davacıya ait olup olmadığının incelenmesi, davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde davacının çekle ilgili borçlu olmadığının tespitine ilişkin yazılı delillerini sunması, borçlu olmadığının ispatlanması halinde ise şahsi def'ilerin hamile karşı ileri sürebilmesi için 6762 sayılı TTK'nun 599. maddesi uyarınca üçüncü kişi durumunda olan davalının davaya konu çekleri kötüniyetle iktisap ettiğinin tanık dahil her türlü delille ispatlanabileceği dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Birleşen davaya konu yargılama kapsamında alınan bilirkişi raporunda, mahkemece asıl dosya kapsamında bu rapor karara esas alınmış ise de; söz konusu rapor dosya kapsamı ile uyumlu bir araştırma ve incelemeye dayanmaması nedeniyle karara esas alınabilecek nitelikte bilimsel bir içerik taşımaması sebebiyle mahkemece, denetime elverişli ve dosya kapsamı ile uyumlu yeni bir bilirkişi raporunun alınması gerekeceği-
Takip ve dava konusu bonoların davacı şirketin bankalardan kullandığı kredilerin kefili olan davalıya, kefaletinin teminatı olarak verildiği, davacı yanın bankalara olan kredi borçlarını ödemiş olması nedeniyle davalı yanın kefaletten kaynaklanan bir sorumluluğu kalmadığından teminat vasfının sona erdiğinin kabulü gerekeceği-
Abonelik sözleşmesinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespitine yönelik davada, temyiz incelemesi görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na ait olduğu-
Kiracı tarafından açılan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, tahliye tarihi taraflar arasında çekişmeli olduğundan mahkemece kiralananın tahliyesine ilişkin olarak davacının tüm delilleri toplandıktan sonra ve delil listesinde açıkça yemin deliline de dayandığı anlaşılmakla gerekirse yemin teklif etme hakkı davacıya hatırlatılmak suretiyle kiralananın tahliye edildiği tarih tespit edilerek tahliye tarihine kadar olan kira alacakları saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı-
4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK.nun 6/A maddesinde, taksitli satışlarda kıymetli evrak niteliğinde düzenlenecek senetlerin, herbir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde ve sadece nama yazılı olarak düzenleneceği, aksi halde kambiyo senedinin geçersiz olacağı belirtilmiş olup eldeki davada düzenlenen bono nama yazılı olmaması nedeni ile geçersiz olduğu için, davacı tarafından ödenen bedelin sadece diğer davalı şirketten değil, ödemenin yapıldığı davalı şirketten de tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Davalı senet metnini talil etmiş olduğundan somut olay bakımından ispat külfetinin davalıda olduğu-
Menfi tespit davasının reddi halinde, alacaklı (davalı) yararına verilen haksız ihtiyati tedbir nedeniyle doğan zararın karşılanması ve hükmedilecek tazminat için herhangi bir talepte bulunulmadan davalı adına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-