Yetki bölümü boş bırakılan sözleşmeye dayalı menfi tespit davasının taraflar arasında HMK mad. 17 uyarınca geçerli bir yetki sözleşmesi bulunmadığından, sözleşmenin ifa yerinde (HMK. mad. 10.) açılabileceği-
Sözleşmede davacının kefaleten mi, yoksa asaleten mi borçlu olduğu anlaşılamamakta olup, şayet
davacı, asıl borçlu ise, sözleşmedeki imzanın ona ait olmamış olmasının, kredi davacıya ödenmiş ise önem taşımayacağı; bu durumda kredinin davacıya ödenmiş olduğunun tespit edilmesi halinde davacının kredi borcundan sorumlu olduğu-
6098 sayılı TBK. mad. 14 uyarınca alıcı ve satıcı borçlarını aynı anda ifa ile yükümlü olup; verilen çekler karşılığında mal teslimi yapılmadığını iddia eden davacının iddiasını yazılı delille kanıtlamasının gerekeceği-
Dava, menfi tespit davası olup, dava konusu bonoların üçüncü kişilere ciro yoluyla devredilmiş olabileceği gözönünde bulundurularak bonolar nedeniyle sadece davacı şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasının, alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde de açılabileceği-
İİK.nun 72/4. maddesi uyarınca davalı-alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alınan ve infaz edilen ihtiyati tedbir kararı ile alacağın tahsilinin geciktirilmiş olması gerekeceği-
Henüz icra müdürlüğünce alacaklıya ödenmemiş ve icra dosyasında mevcut olan kesintilerin borçluya iadesine karar verilebileceği, alacaklıya ödenen kesintilerin ise genel mahkemelerde açılacak istirdat davası ile talep edilebileceği-
Davacının uzun bir süre haksız haciz tehdidi altında kalmasından dolayı maddi ve manevi zarara uğradığı, davalı bankanın gerekli özeni göstermeyerek olayda kusurlu olduğu anlaşılmakla, işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-