Menfi tespit davası devam ettiği sırada borcun ödenmesi halinde davaya istirdat davası olarak devam edileceği, ancak kanun hükmünde borcun ödenmesinden kastedilenin, borcun menfi tespit davasının davalısı olan alacaklıya, davacı borçlu tarafından yapılacak ödemenin olduğu-
Davaya konusu bonolar altındaki imzanın davalının murisine ait olmadığı belirlenmiş ise de dava dilekçesindeki davacı vekil kabul beyanı dikkate alınmaksızın ve ikrar edilen bu hususun ıslah ile de düzeltilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, davanın kısmen reddi gerektiği-
Davalı, "savunmasında, dava konusu senetlerin bir kısmının iade edildiği, bir kısmının ise uhdesinde bulunmadığını savunmuş olup, davalı 3 adet 30.000.-TL bedelli senedin davacıya iade edildiğini, kalan 60.000.-TL bedelli senetlerin ise uhdesinde olmadığını" ileri sürmüş, ve 3 adet senedin davacıya iade edildiğini ispatlayamamış olup, davalının bu savunması taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle dava konusu tüm bonoların bedelsiz kaldığının kabulünü gerektiği- Mahkemece, dava konusu bonolardan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, senet bedellerinin davalıya ya da 3. bir kişiye ödendiğinin kanıtlanamaması nedeniyle istirdat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkin davada, davacı şirket yetkilisine ait dosyada mevcut imzanın zaman içinde farklılaşmakta olduğu nazara alınarak, fotokopileri daha önce dosyaya sunulan belge asılları celp edilerek davacı vekilinin bildirdiği belge asılları da ilgili yerlerden getirtilmek suretiyle davacı şirket yetkilisinin mukayese imzaları ile çek üzerindeki imza karşılaştırılarak neticesine göre karar verilmesi gerektiği-
Senette tahrifat iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin davada, davacının iddiasına ilişkin tahrifat yönünden inceleme yapılmadan karar verilemeyeceği-
Davanın; davalı şirketin hiç kâr payı dağıtmadığı iddiasına dayalı olarak ortak olunan tarihten dava tarihine kadar geçen sürede dağıtılması gereken ve fakat dağıtılmayan kâr payının tespiti ile belirlenecek bedelin davalıdan tahsiline ilişkin olduğu-
Davalı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilmiş olup yine aynı celse, 'davalı vekiline delillerini sunması için gelecek celseye kadar süre verilmesine dair 2 numaralı ara karar oluşturulmuştur. Davalı vekilinin mazeretinin kabul edilmiş olması ancak ara kararın davalı vekiline tebliğ edilmemiş olması ayrıca vekile verilen mehilin kesin bir süreyi içermemesi nedeniyle mahkemenin, davalı vekilinin delillerini süresinde ibraz etmediği, yönündeki kabulü doğru olmadığı- Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda davalıya iddiasını ispat için kesin süre içeren mehil verilerek, buna dair ihtaratın usulüne uygun tebliği sağlanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde davacı asilin medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun olduğu iddia edildiğinden ve yargılama öncesinde de davacının vesayet altına alındığı görüldüğünden, mahkemece bu hususun re'sen gözetilmesi ve değerlendirilmesi gerektiği- Dava konusu senedin tanzim tarihi itibariyle davacının medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için mahkemece davacı asile ait belirtilen tarih itibariyle hastane raporları, kullandığı ilaçlar usulünce temin edildikten sonra, dosya ilgili belgelerle Adli Tıp Kurumuna gönderilerek alınacak rapor değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Tefecilik suçu kapsamında davalı/sanığın cezalandırılmasına ilişkin kesinleşen mahkumiyet kararı gözetildiğinde, ceza mahkemesinde belirlenen maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğu- Davacıların dava dilekçesi ve yargılamanın diğer safhalarındaki beyanlarında davalıdan borç para karşılığında bonoyu davalıya verdiklerini ikrar etmeleri karşısında, davacıların bu ikrarı çerçevesinde birleşen dava bakımından takip konusu olan bononun .... TL kısmı dışında borçlu olmadıklarının tespiti gerektiği-
Krediye bağlı hayat sigorta poliçeleri nedeniyle tazminat ve menfi tespit istemi-