Açığa imza atan kimsenin senedin anlaşmaya aykırı olduğunu yazılı delille ispat etmesi gerektiği- Davacının yazılı delil ibraz etmediği gibi yapılan soruşturmada da, "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verilerek soruşturmanın sonuçlandığı görülse de, davalının soruşturma ifadelerinde "senedi tarla satışı nedeni ile aldığını ve tapu devrinin yapıldığını" beyan ettiği, davalının bu beyanlarının resmi makamlar önünde yapılmış "mahkeme dışı ikrar" olduğu ve davalı alacaklının bu ikrarının kendisini bağlayacağı- Davalının bahsettiği tapu devrinin gerçekleşmediği tapu müdürlüğünün cevabi yazısından anlaşıldığından, bedelsiz senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı, davalının bedelsiz olduğunu bildiği senedi takibe koymakla kötüniyetil olduğu gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulü gerektiği-
Davacı vekili, 8 adet bononun davalı şirkete avans olarak verildiğini, malların gönderilmediğini ileri sürerek, bu bonolardan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişse de, davacı tarafından usulüne uygun delillerle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Bilirkişi kurulu raporunda davalı yüklenicinin hakettiği iş bedeli toplam 9.975,00 TL saptanmış olup, davacı tarafından ispatlanan ödemeler ise 13.000,00 TL olarak bulunmuş olup, davacının fazla ödemesi 3.025,00 TL olup, bu miktar üzerinden fazla ödemeye yönelik davanın kısmen kabul edilmesi gerekirken sözleşmede fazla ödeme miktarının güncellenerek ödeneceğine dair bir hüküm bulunmamasına karşın, fazla ödeme miktarının dava tarihine güncellenmesi suretiyle daha fazla alacağa hükmedilemeyip, fazla ödemenin iadesine yönelik istemin kısmen kabulüyle 3.025,00 TL'nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, ceza-i şarta yönelik istemin ise tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
İstirdat ve işlemiş faiz istemi-
Davalının bilirkişi raporuna yönelik itirazları mahkemece kabul edilip yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verildiğine göre, bu yöndeki ana kararda belirtilen delil avansı niteliğindeki masrafların da ispat külfeti kendisinde olan davacıya yüklenmesi gerektiği, davalının belirtilen masraflarla yükümlendirilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi yeni rapor için gerekli masrafları yatırmak zorunda olmayan davalının süresinden sonra da olsa masrafları yatırması üzere dosyanın yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmak üzere talimat yolu ile gönderilmiş olmasına rağmen işlemsiz olarak geri istenmesinin de dava ve usul ekonomisine aykırı olduğu-
Kambiyo senedi vasfında olan senetlerdeki imzanın davacıya ait olduğu, rıza dışı elden çıktığı ve davalı cirantanın davacı borçlu aleyhine ve zararına hareket ettiğinin ispatlanamadığı gerekçeleriyle menfi tespit ve istirdatın reddi gerektiği- Dava konusu icra takibi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilerek infaz edilmiş olduğundan, İİK. mad. 72/4 uyarınca davalı yararına tazminata karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklı olarak zorunlu trafik sigortası tarafından ödenerek sigortalısından icra yolu ile rücuen tahsil edilen miktar yönünden borçlu bulunmadığının tespitine-
Çeklerden birindeki alacaktan feragat edildiği gözetilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davaya konu senet üzerinden şirket kaşesi yanında davacı şirket temsilcisi tarafından açığa atılmış iki adet imza bulunduğundan, imza sahibi davacının borçtan şahsen avalist sıfatıyla sorumlu olacağı- Davacının kötüniyetle hareket ettiğinin sabit olmadığından davalının icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği-
Davacının imza inkârına dayanarak bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitini istediği; davanın reddi üzerine temyiz itirazlarını içeren dilekçe ekinde, yargılama aşamasında sunmadığı ve davalı alacaklı hakkında tefecilikten açılmış davaya dair belgeleri sunmadığı; bu ceza davası sonunda tefeciliğe dair maddi vakıanın varlığı veya yokluğu netleşeceğinden, taraflar arasındaki borç ilişkisinin de kesin hükümsüzlük yaptırımı ile karşılaşıp karşılaşmadığının belirginleşeceği; bu durumda mahkemece, belirtilen ceza dosyasının bekletici sorun yapılmasının HMK mad. 165 gereği olduğu; ceza davasının bekletici sorun yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-