Davaya konu senede dayalı icra takibinin HMK'nun 209. maddesi uyarınca tedbiren durdurulmasına karar vermek gerektiği-
Sözleşme uyarınca usulsüz kesilen ceza faturasına istinaden yapılan ödemenin istirdadının talep edilebilmesi için ödemenin ihtirazi kayıtla yapılmış olması veya halin icabı gereği ihtirazi kayda gerek olmaması gerektiğinden dava konusu faturanın davalıya ne zaman tebliğ edildiği, varsa faturaya itiraz edilip edilmediği, davacı tarafça söz konusu faturanın defterlerine kayıt edilip edilmediği tespit edilerek karar verileceği-
Davalıların oturduğu apartmanın müteahhidi olarak işin tesliminden sonra çeşitli davalar açılınca davalı ile anlaşmaya varılarak 4.7.2012 tarihli protokolün imzalandığını, protokol gereği olarak edimin teminatı olarak 150.000 euro bedelli bonoyu davalıya verdiğini, davalının ihtara rağmen edimlerini yerine getirmediğini, teminat bonosunu iade etmediğini ve aleyhine haksız icra takibi yaptığını ileri sürerek, takipten dolayı borçlu olmadığının tesbitine ve bononun iptaline-
Katılma yoluyla temyiz asıl temyiz hakkıyla sıkı sıkıya bağlı ise de, diğer tarafın temyiz dilekçesinin normal temyiz süresi içerisinde kendisi yönünden temyizi kabil bir karara karşı verilmiş olması koşulu ile temyiz dilekçesinin tebliği ile katılma yoluyla temyiz hakkı doğacağından, diğer tarafın sonradan asıl temyiz isteminden vazgeçmesi veya eksik harç ve masrafları yatırması suretiyle temyiz etmemiş sayılması katılma yoluyla temyiz etme hakkını ortana kaldırmayacağı- Menfi tespit davasında, kötüniyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmeksizin ve gerekçesi de açıklanmaksızın davanın mahiyeti ve hakkaniyet ilkesi gereği davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- 
Davacı banka tarafından Tüketici Hakem Heyeti kararına süresinde itiraz edilmediğinden hakem heyeti kararının kesinleşmiş olup ilam niteliğindeki bu karardan sonra borçlu olunmadığına dair menfi tespit davasının dinlenemeyeceği-
Ehliyetsizlik iddiasına dayalı menfi tespit talebine ilişkin davada, mahkemece tarafların delilleri toplanarak vekaletnamenin, kredi sözleşmesinin ve ipotek resmi senedinin imzalandığı tarihte davacının fiil ehliyetine haiz olup olmadığı yönünde rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- İcra Hukuk Mahkemesi dosyasından alınan Adli Tıp Raporunun hükme esas alınarak eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçlu olunmadığının tespiti istenen borç, "ilam niteliğinde" olan Tüketici Hakem Heyeti kararı ile doğduğundan, kesinleşmiş bir karardan sonra açılan davanın dinlenemeyeceği-
İcra dosyasına fazladan ödenen bedelin istirdadı talebine-
Mahkemece davalının davacı aleyhine giriştiği icra takibinden feragat ettiği ve böylece davada haksızlığını kabullenmiş olduğu gözetilerek dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi gerekirken aksine davacının aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Mahkemece, "sigortalının var olan hastalığını poliçe tanzimi sırasında gizlediği" gerekçesiyle sigorta şirketinin "cayma hakkını kullanabileceği" belirtilmiş ise de, ölümün bildirilmeyen hastalık nedeni ile meydana geldiği kesin olarak ispatlanamadığından, davalı sigorta şirketinin cayma hakkını kullanmasında haklı olduğunun kabul edilemeyeceği-