Kambiyo senedinin bedelsizliği nedeniyle açılmış menfi tespit istemine ilişkin davada, davacının şikayeti üzerine açılan ceza davasında davaya konu kambiyo senedinin geçerli olmadığına dair Asliye Ceza Mahkemesinin davalının mahkumiyete ilişkin kararının ve Yargıtay 5. Ceza Dairesinin onanma ilamının bulunduğu, ceza mahkemesinin maddi olguya dair tespiti hukuk hakimini bağlayacak olsa da, davacının takip ve dava konusu senetten dolayı davalıya 40.000,00 TL borçlu olduğuna dair ceza mahkemesindeki beyanında ikrarı bulunduğundan, borçlunun bu kabulünün dikkate alınarak kendisine ödemeler konusunda ispat imkanı tanınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davası-
Davacı şirketin dava konusu çeklerde avalist olarak göründüğü bu nedenle keşide tarihi itibariyle temsile yetkili iki kişi bulunduğundan bu çekler nedeniyle davacı şirketin aval veren sıfatıyla sorumluluğundan söz edilemeyeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davanın Tüketici Mahkemelerinde değil genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği- Alacaklının elinde İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmayıp, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurmasının borçlunun menfi tespit davası açmaktaki hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olduğu-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması istemi-
Kira sözleşmesinde geçen mimari projenin kiracı tarafından kiraya verene teslim edildiği ve kiraya verenin ilgili belediye başkanlığına başvurarak tadilat projesi ibraz edip izin almadığı ve tadilatın sözleşmede öngörülen sürede bitirilemediği anlaşıldığından, kiralananın geç tesliminden doğan zararlardan kiraya verenin sorumlu olduğu-
İtirazın iptali davası açıldıktan sonra -henüz karar verilmemiş olsa bile- borçlunun aynı alacak sebebiyle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, mahkemece, birleşen menfi tespit davası yönünden hukuki yarar yokluğundan red kararı verilmesi gerektiği-
Dava konusu senedin keşideci bölümündeki imzalar dışında sol üst köşesinde de bir imza bulunduğu görüldüğünden, "dava konusu senedin araç kiralama sözleşmesi ile birlikte aynı anda düzenlenip, daha sonra senedin sözleşmeden kesilmek suretiyle ayrılarak takibe konmuş olabileceği" yolundaki iddianın daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerektiği-
Yerel mahkemece ihtiyati tedbir kararının HMK’nun 209. maddesi kapsamında verildiği, menfi tespit davasının reddine ilişkin hükümde, HMK'nun 397/2. maddesi kapsamında ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin bir hususun belirtilmediğinin anlaşıldığı, yerel mahkemece HMK’nun 209. maddesi belirtildiği için “mahkememizce bu konuda karar verilinceye kadar” şeklindeki ibareden, hükmün kesinleşmesine kadar senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağının anlaşılması gerektiği-
Ticari nitelikteki abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasının asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-