Elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak sayaç okuma , perakende satış hizmet bedeli , iletim ve dağıtım bedeli ile kayıp kaçak bedeli üzerinden alınan Trt payı bedeli, enerji fonu ,belediye tüketim vergisi ile haksız miktarlar üzerinden matrah belirlenerek alınan %18 lik KDV nin istirdatı istemine ilişkin davada, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedelleri , sayaç okuma , perakende satış hizmet bedeli ve iletim ve dağıtım bedeli ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu 'nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Yeni malik tarafından kira bedellerinin yeni malik sıfatıyla kendisine ödenmesine dair bir ihtar keşide edilmemiş ise de icra takibi ile gönderilen ödeme emri ile davacı kiracının,satın almadan haberdar olduğu; kaldı ki takip konusu döneme ait kira bedeli ne kiraya verene ne de yeni malike ödenmediğinden yeni malik tarafından gönderilecek olan ihtarnamenin sonuca etkili olacağının düşünülemeyeceği; yeni malik satın alma tarihi itibariyle takip konusu dönem kira alacağına hak kazandığından ve davacı gerek takip tarihi itibariyle gerek yeni malike gerekse kiraya verene ödeme yaptığına dair bir belge de ibraz edemediğinden davalı hakkındaki menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Faturayı düzenleyen giyim şirketi ile faktoring şirketi arasında faktoring sözleşmesi mevcutsa da, ibraz edilen fatura kapalı olarak düzenlenmiş olup bu durum bedelin ödendiğine karine teşkil edeceğinden, davalı şirketinin temlik alabileceği bir alacağın bulunmadığı ve menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki taşınmaz satışı ile dava konusu senedin aynı tarihli olması ve vade tarihinin tanzim tarihine göre ileri bir tarih olarak yazılmasının davacının iddiasını kanıtlamaya elverişli bulgular olarak kabul edilemeyeceği- Hayatın olağan akışı ile ilgili gerekçelerin senede karşı senetle ispat kuralını ortadan kaldıramayacağı-
Henüz kesinleşmiş olmasa da davalı/alacaklının Antalya 5.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/... Esas sayılı dosyasında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından sanık sıfatıyla yargılandığı kamu davasında mahkumiyetine karar verilmiş olması, dava ve icra takibine konu bononun sahtecilik yoluyla oluşturulduğu konusunda ciddi şüphelerin bulunması karşısında davalı/alacaklının korunmaya değer hak ve alacağının varlığından söz edilemeyeceği, bu bağlamda davalı/alacaklı vekilinin 6100 Sayılı HMK.209/3 maddesi kapsamında ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, 6100 Sayılı HMK.nun 29. ve 4721 Sayılı TMK.nun 2.maddesine göre dürüstlük kuralına da aykırılık oluşturduğu, davalı/alacaklı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin hiçbirinin yerinde görülmediği-
Menfi tespit davasında davacının borçlu olmadığı miktar yönünden davanın kabulüne karar vermek gerektiğinden bilirkişi raporuna göre; davacı kiracının asıl alacak (kira bedeli) ve faiz miktarı yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesinde, cezai şart bedelinin ihale bedeli üzerinden hesaplanacağı açıkça belirtilmiş olup kira şartnamesinde ihale bedeli yıllık olarak belirlendiğinden yıllık ihale bedeli üzerinden hesaplanacak cezai şart bedelinden kiracının sorumlu olup davacı kiracı, işin bittiğini davalıya bildirdiği dilekçe tarihine kadar olan cezai şart alacağının belirlenmesi gerektiği-
Hükmolunan yabancı para alacağı olup, taraflar arasındaki sözleşmede yabancı para alacağı yönünden faiz oranı kararlaştırılmadığından uygulanacak faiz oranının devlet bankalarının bu yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı olduğu;mahkemenin bu yönü gözardı ederek Merkez Bankası’nın USD cinsinden 1 yıl vadeli USD cinsinden mevduata uyguladığı en yüksek faize hükmetmesinin doğru olmadığı- Her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği- Dava açılırken harca esas değer olarak gösterilen 953.542,29 TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Menfi tespit ve istirdat istemi-
Davacı süresinde olmamakla birlikte yaptığı itirazında kamu borçlusunun kendilerinde alacaklı olmadığına dair belgeler sunmuş ve davalı HMK’nun 312/2 madde kapsamında davayı da kabul etmediğinden davalının yargılama giderinden sorumlu tutulması gerekeceği- Genel Bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin yargı harcından muaf olduğu, kural olarak dava kabul edilirse harcın münhasıran davalıya yükletileceği ancak davalı idare harçtan muaf olduğundan harcın davalıdan alınmasına karar verilmeyeceği gibi davacıya da yükletilemeyeceği, bu durumda davacının peşin olarak yatırmış olduğu harcın iadesine karar verilmesi gerekeceği-