6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 680. maddesinin “tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası hamile karşı ileri sürülemez. Meğer ki, hamil poliçeyi kötüniyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun” hükmünü içerdiği, bu durumda ispat külfeti davacı keşideci de olup senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Uyuşmazlığın kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa'nın 3. maddesi kapsamında bir tüketici işlemi olduğu, bu durumda aynı yasanın 73. ve 83. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gözetilerek işin esasına girilerek incelenmesi gerekeceği-
Dosyaya sunulan sözleşmeden sonra taraflar arasında zeytin satışının olduğu, bu dava konusu iade faturasından başka faturaların da satıcı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu ayrıca satış bedellerine karşılık firma yetkilisi kişi tarafından alınan çeklerin satıcı firma tarafından kabul edilip işleme konulduğunun, bu sözleşmenin satış ilişkisinde fiilen uygulandığının anlaşıldığı, somut olayda her ne kadar davacı şirketi temsilen hareket ettiğini bildiren kişilerin şirketi temsile yetkili olmadıkları belirlenmiş ise de bu kişilerin ticari mümessil olarak kabul edilip imzaları bulunan Bayilik Sözleşmesinin tarafları bağlayacağının da mahkemece kabulü gerekeceği-
Mahkemece senet aslının davalı alacaklı tarafından mahkemeye sunulmadığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, senet aslının adı geçen icra müdürlüğünün takip dosyası içinde bulunduğu anlaşıldığından, senet aslının icra müdürlüğünden istenilerek senet üzerinde imza incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası sonucu kesinleşmiş bulunan icra takibine karşı menfi tespit davası açılamayacağı-
Mahkemece ceza mahkemesince davalı hakkında senedin yağması suçundan mahkumiyet kararı verildiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, adı geçen mahkeme kararının kesinleşmediğinin, temyiz aşamasında olduğunun dosyadaki yazılardan anlaşıldığı, bu mahkeme kararının kesinleşmesi beklenip, TBK'nın 74.maddesi uyarınca bu davaya etkisi üzerinde durulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nun 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesindeki maddi olguyu tespitin hukuk hakimini bağlayabileceği gözetilerek bu konudaki ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibine konu bono bedellerinden dolayı ödenen miktar kadar borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, TBK. mad. 102 uyarınca takip konusu bonoların vade tarihinden sonra yapılan ödemelerin bonolara yönelik yapıldığının kabul edilip taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak bir karar vermek gerektiği-
Banka aleyhine açılmış menfi tespit istemi-
İcra takibinden sonra menfi tespit davası açılmış olup, henüz kesinleşmemiş olsa da, ceza mahkemesi kararı ile senedin sahte olduğunun belirlendiği, bu durumda mahkemenin HMK'nın 209/1. maddesi ile HMK'nın 389. vd. maddeleri nazara alınarak takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olduğu- Ceza mahkemesi kararı ve delil durumundaki değişikliği nazara alınmadan sadece İİK'nın 72/3. maddesi nazara alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin yerinde görülmediği-