Kredi kartı alacaklarında uygulanması gereken faiz oranları konusunda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununn 26. maddesinde düzenleme getirildiği, mahkemece yerinde banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davalının itirazlarını karşılar mahiyette 5464 sayılı Yasa'nın 26. maddesindeki temerrüt faizi hakkındaki düzenleme dikkate alınarak rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Senede karşı bedelsizlik iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması gerekeceği-
Mahkemece, 2 kez bilirkişi raporu alınmış,ancak raporlar arasında sonuç itibariyle miktar farkından dolayı çelişki bulunduğu görüldüğünden, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, eksik incelemeye tabi olup hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Dava, kambiyo senedine dayanarak başlatılan icra takibinde bedelsizlik iddiasıyla menfi tespit istemine ilişkin olup, kambiyo senedine karşı ileri sürülen bedelsizlik iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması gerekeceği-
Davacının, banka tarafından verilen kredi kartının kendisine teslim edilmediğini, kredi kartını kullanmadığını belirterek menfi tespit isteminde bulunduğu, mahkemece imza incelemesine esas alınan raporun yeterli inceleme ihtiva etmediğinden geçerli olarak kabul edilemeyeceği, mahkemece kart teslim belgesindeki ve sözleşme tarihinden önceki dönemlere ait davacının resmi kurumlar önünde atılmış imza asılları getirtilip diğer imzalarla birlikte yeniden konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan imzanın davacıya aidiyeti yönünden rapor alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekilinin, müvekkillerinin imzaladıkları 70.000,00 TL bedelli senet ile müvekkillerinden sadece birinin tek başına imzaladığı 16.000,00 TL'lik iki adet senedin bedeli ödendiği halde iade edilmediğini, söz konusu senetlerin davalılar tarafından takibe konulmak istenildiğini ileri sürerek, müvekkillerinin bu senetler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ettiği davada, davacıların ödeme iddiasını usulünce ispat edemedikleri, karşı tarafa yemin teklif etmedikleri, davalıların tefecilik suçundan yargılandığı Asliye Ceza Mahkemesi' nin dosyasında dava konusu senetlerin ödendiğine dair bir belirleme yapılmadığı, davalıların tefecilik suçundan ceza almalarının ödeme iddiasının ispatı için yeterli olmadığı; davanın reddi gerektiği-
Bozma kararı verilmekle ilk kararın tüm sonuçları ile birlikte ortadan kalkacağı, bu nedenle tarafların her bir talebi hakkında kazanılmış haklar gözetilerek yeniden hüküm oluşturulacağı, diğer yandan bozma kararına uyulmakla bozmaya uygun inceleme ve değerlendirme yapılması gerekeceği, dava konusu olan takibe konu olmayan senetler yönünden bedelsizlik iddiasına dayanan menfi tespit iddiasının yazılı belge ile kanıtlanmasının lazım olduğu, mahkemece bu senetler yönünden davacının delilleri değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasında, davalının beyanlarıyla senetteki "nakten" kaydını senedin taşınmaz devri sebebiyle düzenlendiğini beyan ederek tal'il ettiği, senetteki kaydı talil eden davalının ispat yükünü üzerine aldığı, davalının iddialarını ispata yarar delil ibraz edemediğinden davanın kabulü ile davacı tarafça ödenen 15.000,00 TL'nin istirdatına, davaya konu bononun iptali ile davacıya iadesine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davacının, banka tarafından kendisinden istenen çek sorumluluk bedellerinden sorumlu olmadığını belirterek, menfi tespit isteminde bulunduğu, asıl borçluya verilen çek karnesi sebebiyle iade edilmeyen çekler nedeniyle bankanın ödemek zorunda kalacağı zorunlu karşılıkların kefilden bankaya, depo edilmesinin istenebilmesi için kefilin imzasının bulunduğu sözleşmede açık hüküm bulunması gerekeceği, davalı banka tarafından mahkemeye sunulan sözleşmede kefilin sorumlu olacağına dair açık bir hüküm bulunmadığından kefil olan davacının depo konusunda sorumluluğu bulunmadığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Menfi tespit davasına konu ilam edayı içermediğinden, buna dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı-